Bölüm 22:Selen

234 12 42
                                    

17 Mart 2022

Yatağımda yatar vaziyette tavanı seyrediyordum dünden beri Anıl 100 den fazla mesaj atmış tam 82 defa da aramıştı ama yok yenilemeyecektim bu defa kalbimle değil mantığımla hareket edecektim. Beni gerçekten istiyorsa  gerçekten pişmansa bunu ispat etmesi lazımdı. Bu gereksiz depresyon halinden çıkıp Selen'in odasına gittim ve kapısını tıklattım.

''Selen!'' ses gelmemişti.

''Selen müsait misin giriyorum bak?'' Hala ses yoktu uyuyor muydu acaba, odasına girdim çoktan yatağını toplamış çıkmıştı ama saat henüz çok erkendi nereye gitmiş olabilirdi ki? Sanlı'ya gitti desem o bu saatte top patlasa uyanmazdı.


Selen'den

''Biraz daha kal ya.'' Dudaklarını büzen sevgilime baktım dün gece Özge yatmaya gittiğinde aslında amacım Sanlı'ya Anıl hakkında söylenmekti ama olaylar farklı gelişti ve biz ilk defa birlikte olduk.

''Sanlı bebeğim saat 7 zaten 2 saat sonra işe gideceğim hem aklım Özge'de kalmasın.''

''Bunlar da ne tuhaf çift ya dün beraber yaşayacağız diyorlar sonra kavga ediyorlar.''

''Senin salak arkadaşın yüzünden.'' Cevap vermedi toz konduramaz tabi Anıl'ına yavaşça yataktan kalktım üzerimde Sanlı'nın tişörtü vardı çıkarmaya yeltendiğimde boynuma bir öpücük kondurdu.

''Sende kalsın daha çok yakıştı hem.''

''Yürüyen klişesin bebeğim.''

''Ne olur klişeleri sevdiğini söyle.'' Gülümsedim.

''Bayılırım.'' Dudağına ufak bir öpücük kondurup çıktım odasından gerçekten çok ama çok aşıktım ona o sırada koşar adımlarla kapıya geldi ve belimden kendine çekip bir daha birleştirdi dudaklarımızı.

''Ne içindi bu.'' Gülümsedim.

''Eee veda öpücüğü.''

''Yaa.''

''Yaa.'' dediğinde bu sefer ben yapıştım dudaklarına öpüşürken ellerinin göğüslerime gitmesiyle ittirdim.

''Bu iş yine sevişmeye gidiyor.''

''Eee gitsin işte fena mı.'' boynumu emdi ve hafifçe ısırdı.

''Aşkım işe gitmem lazım eve gitmem lazım çok işim var.'' Güldüğümde mızmızlana mızmızlana bıraktı beni.

''Akşam kaç yine gel.'' Öpücük atarak çıktım daireden sessiz olduğunu düşündüğüm hareketlerle kendi evime girerken kapının önünde Özge vardı.

''Ay!'' Yerimden sıçradığımda güldü.

''Nereden böyle?'' 

''Şey ya bakkaldan.'' Muzipçe sırıttı Özge.

''Selahattin amcayla mı yatıyorsun.'' Kolunu çimdirdim güldü

''Sussana be.''

''Nasıldı iyi miydi bari.'' Güldüğünde mırıldandım iyiydi baya iyiydi duymuş olacak ki o da güldü beraber koltuğa oturduk.

''İşten haber yok değil mi.''

''Daha dündü ya görüşme erken haber için.'' Başımı salladım umarım bu iş olurdu Özge çok beğenmişti ofisi, patronu onun için iyisi olurdu umarım.

''Malum kişiden haber var mı.''

''Yazıyor da cevap vermiyorum açmıyorum da aramalarını.''

''İradene hayran kaldım açıkçası şaşırttın beni.'' Kıkırdadı telefonu çaldığında hızlıca konuştu dışarı gelen sesten anladığım arayan Aslı'ydı.

''Aslı mı ne diyor?''

''Bakırköy'e çağırıyor stüdyosuna kafan dağılır falan diyor.''

''Git bebeğim hem bende işe gideceğim sıkılmazsın.''

''Herkesin işi var benim niye yook.'' Dudağını büzdüğünde yüzünü sıktım.

''Seninde olacak aşkım.'' Güldük.

''Ben giyineyim bari daha yolum var bineceğim anca giderim.''

''Bende bir duşa gireyim ya halime bak.''

''Selahattin amcayla tutkulu geceler diyorsun.'' kafasına yastık attığımda gülerek odasına kaçıştı, yarım saat kadar sonra o üstünü giyinmiş bende duşumu alıp hazırlanmıştım at kuyruğu yaptığı uzun kahverengi saçları mavi mom pantolonu ve çizgili crop üstü ve kalın deri ceketiyle oldukça güzel görünüyordu  güzel bir kızdı Özge zaten gerçi bu havada inşallah zatürre olmazdı.

''Bu ne güzellik.'' dediğimde bana bir öpücük attı ve kapıya yöneldi botlarının bağcıklarını bağlarken yanına gittim.

''Anıl ararsa açma çok ayıp etmiş yüz verme hemen.'' Yüzü düşmüş gibiydi.

''Yok açmıyorum zaten, bu defa öyle kolay olmayacak bazı şeyler.'' Özge'yle vedalaştık o evden çıktı bende odamdan çantamı aldım, aynada şöyle bir kendime baktığımda iyi göründüğüme emin oldum işe giderken yoldan kahve de alırım düşüncesiyle biraz erken olmasına rağmen çıktım evden, İstanbul kalabalığını ve Beyoğlu keşmekeşini düşündüğümüzde sokağımız nispeten sakindi bugün. Dün oldukça güzel olan baharı hissettiğimiz hava bugün bir u dönüşüyle kar getirmişti bizlere, karı kışı seven biri olsam da bu yıl yaza hasret kalmıştık. Ben bu düşüncelerle yürürken tanıdık bir sesle arkama döndüm.

''Selen!'' Anıl'dı bu kaşlarımı çattım ona çok kızgındım Özge'nin tüm neşesini almıştı resmen.

''Günaydın Selen.'' Ters ters baktım.

''Evet ne istiyorsun?'' Sertçe konuşmamla mahçupça yere odaklandı gözleri.

''Duymuşsun sanırım.''

''Gerçekten çok zekisin Anıl zor olmadı mı bu tespit.''

''Ya Selen dünden beri arıyorum açmıyor yani pişmanım zaten çok saçma davrandım.''

''Gerçekten çok zekisin müzisyen değilde doktor olmalıymışsın bu zekayla, tıp dünyasının sana ihtiyacı var.'' Tıslar gibi konuştuğumda yüzüme baktı üzgünce, Anıl'ı severdim hatta çok severdim arkadaşlarımın erkek arkadaşlarından şimdiye kadar en iyi anlaştığım ve arkadaşıma verdiği değeri gözümle gördüğüm bir insandı, elbette bir kavga Anıl'ın Özge'de ki yerini sıfırlamaz bendeki de kredisini bitirmezdi ama bu kadar kolay affedilmemeliydi buna alışmamalıydı.

''Selen bari nereye gitti söylesen.''

''Bakırköy'e yatıracağız senin yüzünden.'' Aslında gerçeği söylemiştim en azından semt olarak.

''Ya Selen ne olur kanka bak çok pişmanım affettireceğim kendimi ama yerini bilmeden nasıl yapayım bunu.''

''Banane Anıl ne yapıyorsan yap bana mı sordun kıza hakaret ederken.''

''Hakaret etmedim Selen.''

''Etmedin öyle mi? Kızı nelerle itham ettin üstelik değersiz sümüklü Doruk için, kıza onda ilk aşkını aradığını söyledin.''

''Selen bilerek ya-''

''Bilerek yapmadın, çok pişmansın çok üzgünsün, Özge'siz yapamazsın bilmem ne bilmem ne yeter Anıl! Çocuk değilsin her hoşuna gitmeyen olayda Özge'den sinirini çıkaramazsın bu kız senin sevgilin kum torban değil! Sana kaç defa yardım ettim ama uyardım da söyledim Özge'yi bir daha mahvetmene izin vermem dedim şimdi kendine çeki düzen ver sonra da kendin yap ne bok yapıyorsan.'' Cevabını bile beklemeden yanından geçip gittiğimde yağan karın altında öylece kalmıştı belki ağırdı sözlerim belki canını yakmıştım ama Özge benim ailemdi, kız kardeşimdi onu gerekirse Anıl'dan bile korumaya hazırdım, Anıl bu sözleri hak etmişti duyması da gerekiyordu. Eğer Özge'yi kaybetmemek ve onunla bir gelecek istiyorsa kendine gelmesi lazımdı.


Bölüm sonuu bugün Lie To Me ye 1 bölüm daha gelecek merak etmeyin.

Ayrıca yeni Anıl kurgum Last Summer'a da bakarsanız çok sevinirim.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum<33

Lie To Me/ Anıl Erdem CevizciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin