Medya: Kızların salonu
30 mart çarşamba
İşten çıktığımızdan beri Selen'le koşuşturma içerisindeydik teyzem her şeyin mükemmel olmasını istiyordu çok merak ediyordum bizi istemeye gelselerdi ne olacaktı basit bir akşam yemeğine bile canımız çıkıyor.
''Ne yemek yapacağız.'' Selen'e sordum çünkü aklıma hiç bir şey gelmiyordu.
''Ya bir de yemek mi yapacağız istemiyorum ben gelmesin Sanlı falan bu ne askerde gibiyiz sabahtan beri.'' Teyzem bize evi temizletmişti evimizin içinde nasıl yaşadığımıza anlam veremediğini kendimize saygı duyuyorsak temizlememiz gerektiğini söylemiş sonra da bir güzel oturup kahvesini içmişti.
''Makarna yapalım?''
''Teyzen memnun olur mu ki.''
''Yanına et yaparız.'' Selen yemek yapmaktan nefret ederdi bende bayılmazdım ama Selen'inki ayrı bir boyuttaydı. Selen teklifime omuz silkmekle yetindiğinde bari bir işe yarasın diyerek onu markete et almaya yolladım, makarna suyunu koyduğumda telefonum çaldı arayan Anıl'dı.
''Balım?''
''Özge güzelim napıyorsun.'' Saat 17.00 olmasına rağmen sesi yorgun geliyordu.
''Makarna suyu koydum, sen iyi misin sesin kötü geliyor.'' Esnedi
''İyiyim bebeğim dün gece 11 de girdik stüdyoya sabah 9 da çıktık.'' Madrigal sevgilimi erken yaşlatmasa iyiydi.
''Aşkım ya dikkat et kendine aklım sende kalıyor.'' Anıl kıkırdadı
''Yerim seni.'' Gülümsemiştim 2 dakika sesini duymak bile çok iyi geliyordu.
''Özge bebeğim yerim demişken saat kaç gibi gelelim biz ya hiç konuşmadık.'' Bu yorgunluğuna rağmen caymaması çok tatlıydı.
''Teyzem 20.00 gibi bekliyor aşkım sizi.
''Tamam güzelim akşam görüşürüz.''
''Görüşürüz balımm.'' Telefonu kapatıp kaynayan suya makarnaları attım bu sırada kapı çalmıştı Selen olduğunu düşünerek hemen açtım, elinde emanet gibi duran et paketiyle dikiliyordu.
''Ya Özge ben aldım bir şey ama doğru mu aldım emin değilim.''
''Ne diye sordun et reyonundaki adama?''
''Ya et dedim işte.'' Selen'in yemek konusundaki bu şapşallığı beni öldürüyordu doğrusu eti elinden alıp söylendim.
''Ben yokken sen ne yiyordun bu evde acaba.''
''Pizza?'' Selen yiyip yiyip kilo almayan o kutsanmış insanlardandı, Selen'i masayı kurmakla görevlendirdim ve eti tencereye attım basit bir yemek olacaktı ama önemli olan lezzetiydi sonuçta, teyzem çoktan duşunu almış giyinmiş makyajını bile yapmıştı bizi de kül kedisi gibi çalıştırıyordu iyice.
''Masa tamam!'' Selen seslendi.
''Salatayı yap kanka.''
''Ooo bak bu işte iyiyimdir.''
''Çok büyük bir başarı, kutluyorum seni.'' Selen kafama vurduğunda bende onun kolunu çimdirdim gülüşüyorduk.
''Of Özge ya ben çok özleyeceğim seni.'' hemen sarıldım ona.
''Bende çok özleyeceğim Seloşum ama zaten yakına gideceğim.''
''Kim nereye gidiyor kızlar?'' Saatlerdir ortada olmayan teyzem hissetmiş gibi gelmişti.
''Şey teyze Selen'in iş yeri Beylikdüzüne taşınıyorda.'' Aferin Özge sana mükemmel bir yalan ya aklını senin.
''Aynen Ayçin ablacığım koskoca İstanbul'da Beylikdüzüne taşınıyor iş yerim.'' Selen bana salak olduğumu hatırlatan bir bakış atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci
Fanfiction-Now ı wish'd we never met cause you're too hard to forget- ''Özür dilerim çok özür dilerim yaşattıklarım için, aramadığım için az önce söylediklerim için her şey için.'' ''Keşke hiç tanışmasaydık Anıl. Seni unutamıyorum ne yaparsan yap ne söylersen...