13. Bölüm (ayrılmaz üçlü)

43.1K 798 151
                                    

Masayı ararken Aktan gözüne kestirdi ve birlikte ilerlemeye başladık. Masaya geldiğimizde gözlerimi masadakilerle gezdirdim. "Ertuğrul?" dediğimde bana döndü.

"Ela!" deyip ayağa kalktı. Bana yaklaştığında sarıldık ve Ertuğrul elini belime koyup okşamaya başladı. Ayrıldığımız da gözlerim Aktanı buldu. Bana öyle sert bakıyordu ki..

"Nasılsın?"

"İyiyim sen?"

"Bende çok iyiyim, burda ne işin var ya senin"

"Ya babam kalp krizi geçirip vefat etmişti burda bir arsamız vardı o bana düştü Aktan beyde onu almak istiyormuş"

"Siz tanışıyor muydunuz?" diye Aktan ikimizi parmağıyla gösterdiğinde yanına oturdum. "Ertuğrul benim hem ilk okul hem lise arkadaşım"

"Ne güzel, yakınsınız da biraz" dediğinde siniri tepesinde olduğuna emindim. Gözünün yanından geçen damar oldukça fazla belli ediyordu zaten.

"Ya biz ayrılmaz bir üçlüydük, hatta Miray, ben ve Ela öyleydik, sonra üniversite yüzünden hepimiz dağıldık"

"Toplantıya başlasak mı artık?" Aktan'ın söylediği şeyle elimi bacağına koydum. Elimi ittiğinde Ertuğrul, "Sevgilin mi Ela?" dedi.

"Sevgilisiyim evet?" Aktan fazla sinirlenmişti, eminim eve gidince acısını çıkaracaktı.

"O zaman başlayalım" Ertuğrul korktuğu için hemen lafı değiştirmişti.

"Vedat bey, sizin arsanızla zaten anlaşma yaptık, arsaya karşılık otelde ücretsiz kalmak istediğinizi söylediniz bizde kabul ettik"

"Evet, kararımız kesin" Vedat denen adamın yanında bir kadın oturuyordu.

"Sevgilim tanıştırmadım, bu Vedat bey bizim otelin arsasının sahibi, bu hanım efendi de onun asistanı, aslında Vedat bey büyük bir iş adamı ve Rüya hanım onun tüm işlerinde ona eşlik ediyor" Neden kızı anlatıyordu ki bana şimdi? "Ertuğrul beyi tanıyorsun zaten"

Bunu o kadar sinirle söylemişti ki benden acısını çıkaracağını anlatır gibi.

&

Arsa işlerini halletmişlerdi. Yemeklerde gelmişti ve başlayacaktık.

"Ben ellerimi yıkayıp geleceğim" deyip Aktan ayağa kalktı ve gitti. Bende kalkıp peşinden gittim, yanına gittiğimde yüzünü yıkıyordu. "Ela git"

"Aktan ben bir şey yapmadım"

"Ela kalbini kırmak istemiyorum git" kendini zor tuttuğu çok belliydi. Arkasından gidip sarıldığımda hızla arkasını döndü. "Belini okşamasına izin verdin!?"

"Aktan bağırma"

"Ela gerçekten kalbini kıracağım git geliyorum şimdi"

"kır, kalbimi kır ama lütfen böyle sırtını dönme"

"Ela ben anlamıyorum! her yerde bir tanıdığın çıkıyor ve hepsi beni buluyor ben anlam veremiyorum!"

"Özür dilerim.." gözümden akan yaşlar yere döküldüğünde fark etmiştim ağladığımı. "Ağlama"

"Aktan ben mi söyledim sanki gel sarılalım diye"

"Ben o masada oturan Rüya denen kızı yıllardır tanıyorum ve kalkıp sarılmadım ama"

"ben varım diye mi sarılmadın? sarılsaydın o zaman!" deyip hızla tuvaletten çıktım.

"Ela öyle söylemedim!" diye arkamdan bağırdığında önemsemeden ilerledim ve masaya oturdum. "bir sorun mu oldu?" Ertuğrulun konuşmasıyla ona döndüm bana bakıyordu. "hayır" dediğimde vedat beyin yanındaki kız alayla güldü.

Kör Talih +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin