64. Bölüm (seninim)

11.8K 331 123
                                    

Son düğüm atıldığında kız karşıma geçti, "harika oldunuz, tebrik ederim"

"teşekkürler" deyip ayağa kalktım ve boy aynasından kendime baktım, gerçekten harika gözüküyordum...

Özenle yapılmış saçlarımın üzerinde tacım o kadar güzel gözüküyordu ki...

"Gelinliğiniz gerçekten aşırı derecede mükemmel gözüküyor, tek kelimeyle harikasınız..."

"ya çok teşekkür ederim, şey ücreti ödendi diye biliyorum"

"Evet Aktan bey eve girmeden ödedi"

"anladım"

"bizim işimiz bittiğine göre biz gidelim"

"tekrar teşekkür ederim bu kadar güzel olabileceğimi düşünmedim..."

"asıl biz teşekkür ederiz bizi tercih ettiğiniz için, iyi günler, mutluluklar dilerim"

"sağ olun, iyi günler" dediğimde kuaför yardımcısıyla birlikte gitti. Bende Aktan'ın bana çok önce aldığı bir kolyeyi taktım, kapı tıklandığında ayağa kalktım, "gel!" diye seslendiğimde içeri Miray girdi.

"ya..." deyip bana yaklaştığında sarıldım, "ağlama..."

"çocukluk arkadaşımı gelinlikler içerisinde görüyorum..."

"bak ağlatma beni sakın rimelim aksın tüm makyajım bozulsun istemiyorum"

"harika olmuşsun" 

"sende öyle..." o ise kırmızı mini bir elbise giyinmişti.

"dün miden çok kötüydü doktora gittiniz mi?"

"evet, Aktan zorla götürdü serum verdiler üşütme dediler, Aktan düğünü iptal edecekti ama çok ısrar ettim"

"onlarda gelmek üzereler" dediğinde telefonu çalmaya başladı. "ve geldiler" deyip ekrana baktı, Ozan'ın aradığını görünce açtı.

"anladım hayatım tamam, hemen mi çıkacak, tamamdır" deyip telefonu kapattı. "Ben gidiyorum Aktan geliyormuş, hadi bakalım!" deyip tekrar sarıldı ve odadan çıktı.

Ağlamak istemiyordum, hem de hiç istemiyordum, gözlerim dolunca elime peçeteyi alıp dikkatlice sildim. 

Peçeteyi kenara bırakıp ayağa kalktım ve kapının açılmasını bekledim, birkaç dakika sonra kapım tıklandı, gülümsediğimde yavaşça açıldı, içeri takım elbiseli birisi girdi, papyonlu, siyah takım elbiseli biri, evet biri, çünkü karşımda gördüğüm kişi Aktan değildi, Aktan papyon takmazdı, 2 gün önce bunun için tartıştığım adam papyon takmış olamaz... Kapıyı kapattıktan sonra bana döndü, beni baştan aşağıya süzdü ve gözlerini gözlerime sabitledi, yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu, bana doğru bir adım attı.

Bu oydu, artık emindim.

Bu benim Aktan'ımdı. 

Bu adam Aktan Karasoy'du.

Bu adam papyonlu Aktan Karasoy'du, şimdi sert görünümlü değildi, soğuk bakışlı değildi.

Tatlı, mutlu, gülen, neşeli, samimi biri vardı karşımda...

Hani yeni doğan bebekler gülmeyi bilmezler ve kaşları hep çatık durur ya, sonra gülmeyi öğrendiklerin de o gülümsemeyi yüzlerinden eksik etmezler...

Aktan da tıpkı yeni doğmuş bir bebek gibi gülmeyi öğrenmişti ve artık gülüyordu, dışarıya gösteremediği neşesini artık yüzünde huzurla gösteriyordu...

O sıra da bana bir adım daha attı.

"odamdan çıkar mısınız lütfen?" dediğimde yüzünde duraksama oluştu. 

Kör Talih +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin