47. Bölüm (Türkiye)

13.6K 437 47
                                    

Birden sarsılmayla uyandığımda bir elin saçlarımda gezindiğini fark ettim, "şş uçak yere indi" sesin sahibi Aktan'dı, aşık olduğum adamdı.

Babam bana bir keresinde bir şey söylemişti, 'sana sakın aşık olma demeyeceğim, çünkü her insan aşkı da aşkın verdiği acıyı da tadabilmeli, sana söyleyeceğim tek şey kendini zamana bırak, eğer planlı yaşarsan ve planların bozulursa o planları yerine getirebilmek için çok kalp kırarsın, birisi sana bir şey yaptığında zamana ihtiyacım var deme, kendimi zamana bırakıyorum de, çünkü insanı iyileştirebilecek en büyük ilaç zamandır, bazen yan etkileri olabilir ama bazen de öyle güzel etkileri olur ki, iyi ki acı çekmişim dersin. Kendini zamana bırak, zaman her acının ilacıdır.'  Aklımdan çıkaramıyorum o sözleri, babam bunları anlattığında annem ile ayrılıp barışmışlardı, o zaman karşıma geçip benimle 14 yaşımda bir yetişkinmişim gibi konuşmuştu.

Ben ise o sözlerin tam tersi hayatımı bir plana göre yaşıyordum, sabah kalk Adal'a kahvaltı hazırla, işe git, Sami beyin programını ayarla, ona programını söyle, odana geç, yeni bildirilen şirket sorunlarını oku, hallet, mailleri kontrol et, toplantılara gir, Sami beyle kahve iç sohbet et, Adal'ın çıkış saati geldiğinde Zeynep'i ara okuldan alıp almadığını sor mide ve şeker ilacını hatırlat, sonra Miray'ı ara, sonra anneni veya babanı ara, sonra işten çık, arabana bin, evine git, Adal'ın ödevlerine yardımcı ol, onu uyut, Adal'a okul için yemek hazırla ve sende uyu. Buydu benim hayatım, hayatımın özeti sadece bu kadardı, kafeye gitmezdim parka gitmezdim Adal'ı gezdirmezdim misafirliğe gitmezdim hafta içi misafir kabul etmezdim.. Hayatım rutin ile ilerlerken Aktan gelip renklendirmişti. Ve ben tekrar düzene sokmaya çalışırken kalpler kırmıştım.

Şimdi ise akıp gidiyordu, denize mi yoksa kanalizasyona mı çıkıyordu bilmem ama, su gibi akıp gidiyordu, mutlu muydum? Evet. Mutluydum hem de hiç olmadığım kadar.

Ben lafı uzatmayı asla sevmezdim, kafamda bile bir şeyler düşünürken kısaca düşünürdüm, ama şimdi Aktan'a duyduğum aşkı tüm ayrıntısına kadar düşünüyordum, çünkü Aktan'a duyduğum aşk kısaca aşk diyebileceğim bir şey değildi..

"hadi bakalım uyan, geldik" dediğinde doğruldum. "Adal nerde?"

"o da uyuyor" Aktan'ın özel jeti olduğu için uçakta kimse yoktu, ayağa kalktıktan sonra Adal'ın uyuduğu yere gittik, bir odaydı, yatak odasıydı.

"Adal babacım" diyerek Aktan Adala yaklaştı, Adal uykusu derin olan biriydi, Aktan Adal'ı kucağına aldığında birlikte çıkışa ilerledik ve hostes kapıyı açtı, yüzüme vuran sert rüzgarla bir anlık nefesim kesilmiş olsa da arkamı dönüp nefes aldım ve uçuşan saçlarımı kulağımın arkasına attım, Aktan eliyle Adal'ın ağzını bastırmadan kapatıyordu ki nefes alabilsin, merdivenlerden indiğimizde rüzgar hafif dinmişti.

Aktan elini Adal'ın ağzından çekti ve ilerlemeye başladık, havaalanından çıkıp bir arabaya binmemizle derin bir nefes aldım, dışarısı çok soğuk ve rüzgarlıydı.

Şoför valizlerimizi bagaja yerleştirdiğinde arabaya binip arabayı çalıştırdı. "klimayı aç"

Aktan'ın şoföre emir vermesiyle birkaç dakika sonra ayaklarıma sıcaklık gelmeye başlamıştı.

"anne.." Adal'ın sayıklamasıyla yaklaştım ve elini tuttum, "buradayım bir tanem.." dediğimde elimi sıktı.

"midem bulanıyor."

"uçaktan dolayı mı acaba"

"bilmem, ilacın etkisi yüksekti, uçakta bir şey yedi mi?"

"evet yedi"

"Adal, annecim uyan bakalım" deyip çantamdan şırıngasını ve şurup şişesini çıkarıp şırınganın içine çok az şurup aldım ve tekrar çantama attım şişeyi. "Adal hadi annecim uyan şurup içireyim"

Kör Talih +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin