Kör Talih +18

32. Bölüm (sönen aşk..)

Sandalyemi çekmesiyle oturdum, o da karşıma oturduğunda garsonu çağırdı ve siparişlerimizi verdi. "seninle bu yemekte bir şey konuşacağım Ela.."

"ne gibi?"

"bilmiyorum, benimle alakalı, daha doğrusu ilişkimizle" 

"hadi bakalım, burnuma gelen kokuların açıklaması galiba" dediğimde güldü, "Leylayı bizim şirkette işe aldım haberin olsun"

"ne? şimdi mi söylüyorsun Aktan"

"evet, yani önce söyleyecektim ama sen eve gitmiştin bile"

"neyse, ne olarak girdi, bildiğim kadarıyla tüm hepsi doluydu"

"getir götür elemanı olarak aldım"

"iyi, sizin aranız biraz bozuk gibi?"

"bunu konuşmayalım" dediğinde yemekler gelmeye başladı, "yarın doktora gideceğim"

"neden?"

"milimlik bir kist vardı bir daha gel kontrol edelim dedi"

"tamam birlikte gidelim"

"yok senin gelmene gerek yok önemli bir şey değil"

"tamam sen bilirsin"

"Aktan benden bir şey saklıyorsun bunu anlıyordum, anlatmanı bekliyorum ama"

"sevgilim, bugün anlatacağım" dediğinde sustum, kötü bir şey vardı, yine aramız bozulacaktı, ne zaman tamam olduk desem bir şeyler oluyordu.

Artık ondan ayrı kalmaya gücüm yetmiyordu, ne olacaksa olsun.

&

Tatlılarda geldiğinde yemeye başladık, "Aktan bu konuşacağın konu nedir?" dediğimde restoranın televizyonunun sesi açıldı, "Ünlü iş adamı Aktan Karasoy!" herkes televizyona bakıyordu, bende arkamı dönüp izlemeye başladım.

"yıllar önceki sevgilisi ile! İlk aşkıyla yeniden mi aşk yaşıyor!" Ekranda bir sürü eski fotoğraf vardı, Aktanla o Leyla denen kızın el ele tutuştuğu öpüştüğü fotoğraflar, "yeni sevgilisiyle gittiği davette karşılaşıp sönen aşkı tekrar aydınlatmışlar!" o davet günü arabanın yanında konuştukları bir fotoğraf. "o günün gecesinde Karasoy Leyla'nın evine gitmiş, güzel bir gece geçirmişler!" o sıra da bir evde dudak dudağa oldukları yeni bir fotoğraf. Ve bir tane daha, bu sefer sabahtı..

Aktana döndüğümde sandalyeye oturmuş kafasını okşuyordu, "Ela anlatacaktım sana" dediğinde kafamı salladım, gözlerim dolmaya başlamıştı.. 

"Ela kendisi yaptı, ben onu öpmedim ya da ona yakınlaşmadım sadece dinlemeye gittim" dediğinde kafamı olumsuzca sallayıp çantamı aldım ve restorandan çıkıp yolda yürümeye başladım, uzun bir yol gittikten sonra Aktan arabasını önüme kırdı. Hızla arabadan inip bana doğru yaklaşmaya başladı. Yüzünü bile görmek istemiyordum, bu kadarı gerçekten fazlaydı.

"Ela gerçekten onu öpmedim"

"onun seni öpmesine izin verdin ama"

"izin falan vermedim dudağımı öpmesiyle ittim onu"

"Aktan uzak dur benden"

"Ela.."

"ya sen anlamıyor musun! Uzak dur benden uzak" deyip önünden ittim ve yürümeye başladım. "Ela lütfen bu gece söyleyecektim zaten"

"Aktan sen söylesen de başkası söylese de aynı şey değil mi? Aldatmışsın işte daha ne uzatıyorsun"

"ya beni dinlesen belki hak vereceksin lütfen biraz dinle ya"