Sınırımız: 500 yorum.
Keyifli okumalar.
^^
"Mevsim, evet dedin. Kararından vazgeçmezsin değil mi?" dedi Menşah, telaşa kapılmış deli dolu haline nedense kahkaha atmak en çok içimden gelen şeydi. "Yüzük de taktık. Dönüşü olmaz yani?"
Gülsem mi ağlasam mı karar veremedim. Başımı önüme doğru düşürüp sadece mutluluk göz yaşlarını engellemeye çalıştım.
"Biraz daha konuşmaya devam edersen seni buradan aşağı atarım." dedim düpedüz tehditle yürüdüm. "Konuşma sus." Konuşma, güleceğim derken göz yaşıyla boğulacağım.
"Tamam. Tamam konuşmayacağım ama sen evet dedin unutma?" dediğinde kahkaha attım, hatta o kahkahayı engellemek adına ağzımı sıkıca kapattım. "Rüya gibi biliyor musun?" demeye devam etti. "İmkansız görünen ama şimdi olan şey. Mevsim nasıl hissedeceğimi bilmiyorum." Bana baktığı zamanın diliminde sonsuzluğa uğurlanıyordum, böylesine deli divane bir hissin yamacında oturmak Menşah'ın deyimi ile rüya gibiydi.
Torino şehrinin üstünü kaplayan gökyüzü karanın içinde yıldızları teker teker dizmişken ay mescidin üzerine yükselmişti. Dört yanım evrenin ayrı mucizelerini karşılarken çekilen cefanın getirdiği güzellik karşında diz çökesim vardı.
Başımı kahkahalar arasında getirip Menşah'ın göğsüne bıraktım. Yerden yukarı duvarın üstünde, soğuğun bacaklarımdan kanıma dek uzandığı saniyelerde sadece Menşah'ın atan kalbini dinledim. Hızlı hızlı çarpan kalbi kuşun kanadını anımsattı. Aceleci çırpınışlar hemen uçup kaçacak kalbini biraz sakinleşsin diye bekledim. Burası böyle bir yerdi, kalp denen organ tepki vermeyi kelimelerden daha hızlı yapar, aceleci davranırdı.
Dünya böylesine sakinliği ağırlamayalı kaç yıl oluyordu. Dünya merhamet etmeyi nasıl oldu da şimdi hatırlamıştı.
İftiranın adıyla anıldı adım, ihanet ardından beklemedi ve geldi, ölümler kazanın yoluyla önüme serildi. Kan kırmızı yollarda yıllarca adımlar attım da dünya varlığını göstermedi. İmtihan vaktinde perişanlığın azabı durmadan sağdan sola döndü. Bitti diye fısıldadığım, nefesim kesildiği anda böyle bir güzellik yeryüzüne nasıl inmiş bana nasıl ikram edilmişti?
Düşünme Mevsim, düşünme düşünürsen kapını çalan yeniden zulümler olur yapma.
Gördüğümüz kötülük kadar göreceğimiz iyilik ve rahmet olur derlerdi. İnanmamıştım, belki de inancımı çok ıssız yerlerde düşürmüş bir daha da nereye düşmüş diye bakmamıştım. Kayıp bundandır belki kim bilebilir? Eksikliğim terk edişler ve günahların ana sebebi buydu; inanmamak.
Güvendiğim tüm yanım yıkılmıştı. Doğdum dediğim yerde ölü bedenimi yıkamıştım şimdi Menşah'a bakarken o güvenin tekrardan beni bulması mucizeyle eşdeğerdi. İnanması güç olsa da gerçeğin yamacında duruyor, yaşıyordum.
Sırtımdan kaç hançerin girdiği mühim değildi. Bundan sonrası için de sırtım açıktı, yılmazdım. Üzülürdüm ama yılmazdım.
Temmuzun en temiz havası yavaş yavaş ciğerime doğru yol aldı. Nefes aldım, huzurun yanına vardım. Yarınların ne kazalara gebe olduğu açıkça ortadaydı ama Menşah'la şimdi ikimiz için açılan yolda sözle o kazaların ortasına kendi tohumlarımızı ekmiştik. Olur da başımıza bir şey gelirse toprağın altında bizlerden bir parça eklenecek yıllar sonrasında toprağı deşip filiz verecekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÜSALE
Action•tamamlandı• "Cinneti var edenler, cennete alınır mıydı?" ©️Kitabımın tüm telif hakları bana aittir. Kopyalanma, özetlenerek izinsiz bir şekilde başka sitelerde yayınlanması veyahutta çalınması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.