57 |Ruh Eşi|

5.1K 420 166
                                    

Selamlar...

Güzel bir bölümle tekrardan geldim.

Çok hasret kalıyoruz birbirimize biliyorum, tüm hasrete rağmen buraya dönmekte geri durmuyorum.

Çünkü sizleri çok seviyorum. Ve sizlerin sevgisini de hissediyorum.

Yolu uzatan, pes etmeye izin vermeyen yalnızca sevginin bağıdır derler. Bizler, cüsale evreni içinde aynen öyle. Güzel şeyler bizi bulsun. Çokça iyi ki çiçekler 🍂

Başlamadan evvel oy vermeyi unutmayın lütfen. Bol bol yorumunuz da birlikte gelsin, bu dönemde oy ve yorumlarınıza çokça ihtiyacımız var çünkü güzel şeyler sizlerin sayesinde olabilir... Bunun için desteğinizi bizden uzak tutmayın.

800K kapıya dayandı?🦸🏽‍♂️

Keyifle okuyun.

Bir gram neşe, ufacık zerresinde ümit. Yüz güldüren ömrün yolunda heba edilene.

Yedi cihanın devirmeye çalıştığı tüm kemiklerim kırık dökük avuçlarıma dağıldı. Burası güzel değil, dünya yaşamaya değmiyor, bitmişti güzel olan tüm nimetler tükenmişti.

Yollar aşılmaya değmiyor ne yazık, bitiş çizgisi kimse için işe yaramıyor dokunmuyor yaralara herkes kendi mezarını hâlâ nefes alırken görüyor. Musalla taşı çıplak gözle görülüyor ruhun çekilmesine izin vermiyor. Dilden çekilen tüm tatlar acısını ağrısını ekşisini bırakıyor. Bir yük gün doğmadan yine kendini ortaya döküyor.

Gecenin ortasında başın dik yürümek zor olur, tıpkı gecenin ortasına atılmanın zor olduğu gibi.

Menşah benden dakikalar evvel dışarıya çıkmış gelen sese bakmaya gitmişti. Seslerin açılan kapıyla daha şiddetli gelmesi benim elimin daha hızlı gidip gelmesine neden oldu. Üstüme başıma giysileri geçirmek tahminimden uzun sürse de sabırla işimi sürdürdüm.

Siyah renginde oldukça dar olan şort diz üstünü geçen baldırlarıma kadar geliyordu. Kadın şortu mu erkek mi belli olmayan şortun bedeni biraz büyük gelmişti. Üstüme Menşah'ın gençliğinden kalma ve oldukça eskiye benzer beyaz tişörtün rengini göz ardı edip şortun üstüne giydim.

Aşağıdan sesler gelmeye devam ederken o seslerin peşinden de ayaklarım beni dışarı atıvermişti.

Merdivenleri alelade indim. Saçlarımı kurutmadan ıslaklığıyla baş başa bırakırken son derdim bu olacağından emindim.

"Şunu al götür." diyordu Menşah, son basamağı bırakıp salona vardım. Şunu diye hitap ettiği ayakta zor hâlde duran Cesare'ye ithafendi, yani sanırım. "Yoksa elimden bir kaza çıkacak." demesiyle benim adımlarım duyuldu.

Sonra da sesim.

"Hayırdır?" diye sordum. Kapı önünde duran üçlünün gözleri bana kaydı. "Allah kazadan beladan uzak etsin. Hayırdır?" dedim tekrar.

Cesare bir cesetten farksız hâlde bana kitlenmişken Menşah'ın canını sıktığı ortadaydı.

"Hayır Mevsim, hayır. Alkol içenler götü yemeyen laflara uzanıyor, bundan daha hayır mı olur?" dediğinde elinden gerçekten de bir kaza çıkacağı kesindi.

"Onu biraz anlamaya çalış..." dedi sessizce Pietro, acınası hâlde konuşuyordu.

"Ayık olsa belki."

CÜSALE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin