20 |Dehr| •part1•

18.6K 1K 1K
                                    

Sevgili Cüsale okurları.
Aslında bölümlerin başına açıklama bırakmayı pek sevmem, ancak bu kez gerekli.

Dehr •part1• ve Dehr •part2• olarak iki aynı fakat ayrı bölümlerden oluşacaktır.

İki kesit olmasının nedeni eski tarihe gitmemizden dolayıdır.

Mevsim'in ağzından, katliam gününü okuyacağız. İki part şeklinde o günü baştan sona daha detaylı bilgilenmek, akılda kalan sorulara cevap niyetine yazılmış bölümlerdir.

Part olarak ilk bu bölüm olacak. Diğer bölüm, çok ortalarda gelecek. O gün de hatırlatma yapacağım😽

Beş yıl geriye, o beş yıl Mevsim'den.

Aklınıza takılan sorular olursa yazın lütfen.

Eskiye dair geniş bölüm.
Keyifli okumalar güzün güzelleri.🍁

Sınır; 302 oy 500 yorum. İnş geçersiniz :)

⚔️

2016, 9 Eylül, 12:43

Türkiye, İstanbul

Beş Yıl Önce...

Kolum, âdeti bozmadan aracın penceresinden yine sarkmaya başlamıştı. Geçtiğimiz her araca elini değdirmek ve ulaştırmak sanırım asla vazgeçmediğim huylarımdan biriydi.

Sargılı parmaklarım, incelikten en beyaz rengi alırken yanımda oturan kara kaşlı, kara gözlü adamın sert tehditkâr bakışların radarına girmişti.

Aracın radyosunda sakinlikten uzak bir müzik çalarken hayata olan inancımı bozuyor diyebilirdim, İngilizce sözleri vardı ve epey tempolu bir sese sahipti. Ben slow müzik insanıydım, sakinlik benim için vazgeçilmez olan temel nedenlerden biriydi.

Sesin seviyesi bile sadece benim kulağıma gelecek şekilde olmasını isterdim, lakin sevgili abimin bu istediğimi hiç umuru haline getirmeden radyoya ses vermişti.

Sigarası parmakları arasında, dirseği camın altına yaslı, düşünceli tavırla yolu izliyordu. Eylül ayı olmasına rağmen kısa kollu tişört giymişti. Eminim hoşlandığı, henüz adını dahi bilmediğim kızı etkilemek adına bilerek yapmıştı bunu. Aklın sıra büyük kol kasları ile dikkat çekecekti. Akıllıca bir yöntemdi. Sanırım iş görürdü.

Eğer ki dumanı ciğerime kadar inen sigara olmasaydı işi epey kolay olurdu.

"Bitmeyen sigara üretmişler." dedim, öfkeyle yüzüme üflediği dumanı elimle yalpaladım.

"Sen de iç." dedi, aldığı yeni nefesi tekrardan suratıma bıraktı. Bunu yaparken aldığı keyifle sırıttı.

İki yanağında olan derin gamzeleri, bana nispet yaparcasına ortaya çıkardı. Geniş boynu, büyük kafatasısı ve kepçeye yakın kulakları bana bir insanı andırmıyordu doğrusu.

"Sigara, ben, içmek? Dalga mı geçiyorsun. O iğrenç illeti ağzıma bile sürmem." dedim, boynuma dolan atkının önünü yavaşça açtım.

"Evet, sigara içmek. Aslında iki üç gün üst üste içsen alışır ve seversin ama sen yüzünü buruşturmakta kararlısın." Omuz silkti, yüzü hâlâ yoldaydı.

"Sen gerçek bir abi olduğuna emin misin? Nasıl güzel örnek oluyorsun kardeşine... Valla helal. Cihan Bey görse iki vakte kalmaz kalp krizinden gider." dedim gülerek, o ise sinirle koluma çimdik attı

CÜSALE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin