Bismillahirrahmanirrahim.
Viraj için son bir bölüm.
40. Bölüm ilk kitabın final bölümü olacaktır.Buraya gelene kadar sanırım ayağımın kaç kez kaydığını saymadım. Sürekli olarak motive olmak için yorumlarınızı okuma isteğimin beni duvara çarpaması, hevesle başladığım her bölümün boğazıma takılmakla kalmayıp burnumdan gelmesi her açıdan zordu.
Eğer ki siz başladığınız bölümden buraya kadar kitabı oysuz ve yorumsuz geçmeseydiniz şu an çok farklı şeyler olabilirdi.
Kırgınlığım ve üzgün hislerim oldukça fazla. Tüm bunlara rağmen yazmaya hep hevesimi taze tuttum. Dilerim ki sizin sessizliğinize benim heyecanıma karışmaz.
Emeğe saygı duyup duymamak sizlerin kararı ancak final zamanı yakınken beni yalnız bırakmanızı istemem. Bu yönden oldukça dolup taşmış durumdayım. Sürekli kendimi-eksik mi yapıyorum-yanlış mı yoksa-kötü mü-diyerekten bölüm yazmak epey zor. Ve duygularım düşünürken ağır bir ezilmeye kurban gidiyor.
Kitap kötüyse kötü deyin. Veyahut bu senin işin değil deyin. Ama hiçbir his göstermeden geçmeyin. En azından ben de bundan sonra buna göre hareket eder-kendimi kenara çekip sorgulamaktan vazgeçerim.
Finalden önceki son bir bölümde bunları konuşmayı istemezdim. Kusura bakmayın, sadece içimde kalması bana ağırlıktı bilmenizi isterim.
Keyifli okumalar^^
💣🍁
Dönülmeyen yollar verilir önümüze.
Yağmur mu, çamur mu demeden. Kir toz bulaşır mı üstümüze bilmeden.Kan revan gelecekler biz daha doğmadan başlar. Renkler akar, dökülür adımladığımız yollara. En başta tutunacak dallarımızı budarlar, ümit bağladığımız gövdeleri keserler.
Muhtaç olmamak adına koştuğumuz adımlarımıza birer birer çelmeler hep hazırdır. Biz varış noktasına gelene dek döktüğümüz terler emekler önce izinle başlar, sonra oyunlarla karşılanırız. Varış noktasına gelmek için kaç adım kalmıştı?
Yaklaşmıştım değil mi? Kazanacağıma görünen, görünmeyen her varlıkta şahitlik etmişti oysa... Yetersizdi. Yetersiz kalmıştı.
Takılı kaldım çelmeye.
Derim ki; biri size çelme takmaya hazırlandığında sakın o çelmenin üstünden atlamaya ya da kaçmaya çalışmayın, zira en keskin sonuç atılan çelmeyi sadece kırmaktır.Ben kıramadım.
Sizler kırın.Oksijen bana merhamet etmeyecek şekilde yetişmedi içime. Kırık dökük bir zihnim vardı. Algımın son bulduğu, umudun söküldüğünü acıyla idrak edecek kadar kapanmaya yüz tutmuş zihin vicdansızdı.
Kendi zihnimin topraklarında esir kaldım. Gizlendim, heba edilmeye hazırlandım.
Kuru dudaklarım ıslanmıyor, kirpiklerim tonlarca ağırlığı gövdesine bağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÜSALE
Acción•tamamlandı• "Cinneti var edenler, cennete alınır mıydı?" ©️Kitabımın tüm telif hakları bana aittir. Kopyalanma, özetlenerek izinsiz bir şekilde başka sitelerde yayınlanması veyahutta çalınması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.