39 |Lefi-Husr|

13.2K 785 505
                                    

İçimde bir burukluk.
Alışmışım çok, hepsine.

Şimdiden uzun konuşmalara girmeyeceğim. Finalde çenem açılabilir. Ama şimdi sessiz kalıyorum.


Oy ve yorumları unutmayınız...

Keyifli okumalar sizinle olsun.

Menşah Morgas
🍁

Korku.
Ona bakınca bildiğim en net his buydu; sadece korku. Göğsünün altından durmadan hareket eden kalbin ilk güvencesi, ilk hüsran, ilk yanıltısı.

Benden geçen, onun derdiydi. Çarenin her türlüsü kayıp, her sorunu tamamen korkudan ibaretti.

Dünya yıkılsın, taşlar dağı bıraksın, insanlığın aldığı nefesi kalmasın hepsine korkmadan göğüs gelen göğsüm ona denk gelince korkak bir suçluydu. Eline kelepçe girmiş, hükmü verilmiş, ağır cezası boynundan geçmiş düpedüz suçlu.

Neydim onun gözünde?

Kimdim?

Açık yaraların sahibi, umudunun sahte şahidi. Hangisi daha yakındı bana, beni tanımlar cümle.

Mosmor boynuna işaret parmağımın tersi usulca gezindi. Ürküyordum, öyle ürküyordum ki o morluğa dokundukça daha kötü olacakmış düşüncesiyle dağılıp parçalarla etrafa düşüyordum.

Sabahın aydınlığa bilmediği odalara doğru gizlice dokunurken, başım başucunda duvara eğik yaslı duruyordu. Tanrı öyle bir kıyamet yollamıştı ki üstüme doğrulsam ruhum kaburgamı parçalayıp çıkacaktı sanki. Dünden kalan ağrı şakaklarıma vura vura şiddetle artırıyor engel olacak kimsem yoktu.

Bana kimse olanın da kendine vereceği umutları çoktan soğuk toprağın altına girmişti.

Dudakları arasından verilen nefes kavrulan acımı bastırdı. Şişmiş göz etrafında nasıl sızılar peydahtı bilememek ve öylece durmak kendime olan nefretimi katlıyordu. Zehri korkmadan ağzına bırakmıştı, avuçlarına dökmüş benim ilacım tam anlamıyla koruma sağlayamamıştı. Beni yaşatanı ölüme atmak alçaklık değil miydi, şerefsiz ve haysiyetten yoksun olan bendim. Çare olamayan, bir halta yaramayan. Gözünü açınca nasıl bakardım o karanın en ağır rengi gözlere. Karşında sırf o güçlü kalsın diye rol yapıp güçlü durmayı nereye kadar sürdürebilirdim.

Kül oluyordum.

Son inancım yerlerdeydi.

Yeni bir üç saatin dolduğunu haber veren alarmla beklemeden panzehir ölçülü şırıngayı elime aldım. Üstünde sadece bir tişörtle çarşafın altına girmiş kolunu onu rahatsız etmeden çıkardım. Beşinci iğneydi. Lanet zehirden eser kalmasın diye yaptığım beşinci iğne.

Fiziksel olarak aldığı şiddet çok fazlaydı, yapana az gelmiş olacak ki güçlü dozda hiç tanıdık gelmeyen uyuşturucu maddede vücuduna enjekte edilmişti. Üstünü çıkarıp onu tamamen temizlemeye çalıştığımda iğnenin yerini görmem uzun sürmemişti.

CÜSALE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin