4 |Bir Saç Teli|

30.6K 2.2K 1K
                                    

Sıkıntılı dolu.

Zehir içerikli.

Öfke yoğunluklu.

Hepsinin bir arada olduğu bir hava aldım içime. Sağ gözüm öfkeyle seğirir seğirmez Marte'nin göğsüne iki elimin en ağır gücüyle ittirdim.

Bundan keyif alan hâli ile başını iki yana salladı.

"Beni yanlış anladın..." dedi, alt dudağını büyük bir hazla ısırdı.

Yanlış anlamak?
Ben ve yanlış anlamak?

"Manyak mısın be sen? Çekil şuradan!" dedim, madem yanlış anlamıştım. Bu yanlışı neden hâlâ devam ettiriyordu. Kafayı yiyecektim.

"Biraz konuşalım, hepsi bu." dedi, kolunu tekrar iki yana açtı. Cidden bu herifin derdi neydi. Hem de Menşah yanımızdan ayrılır ayrılmaz. Bu kadarı da tesadüf olmayacak kadar iğrenç bir durumdu.

"Menşah buradan gider gitmez mi?"

"Ah! Beni yanlış anlıyorsun! Yanlış."

"Doğru anlayacağım şeyler yap o zaman pezeveng surat." dedim, tekrar yanından ayrılmak istedim ve tekrar izin vermedi.

Katil olacaktım.
Cenaze çıkacaktı.
Ve bu bir İtalyan askeri olacaktı.

Eğer hemen çekilemez ise bunlar olurdu.

"Saçlarından konuşalım. Doğru istiyorsan... Saçların, saçların yanlıştan başka. Çok, çok güzel." dedi, bir kez daha eli saçlarıma değdi. Ağır bir nefes aldım.

Ani ve hızlı bir hareketle az önce sakar ya da doğrusu yalancı Anita'nın kırdığı kadeh şişesini yerden aldım.

Ucu keskin, olan kadehi tek saniye vakit kaybetmeden Marte'nin boynuna gelecek şekilde savurdum. Kırılmış keskin taraf boynunun sağ kısmını çizdiğinde Marte, iki adım geri sendeledi.

Yoğun bir kan boyun boşluğuna damlamaya başlarken avuç içimde olan parça yere düştü. Emin değildim ama ağzından kaç kelime küfür niyetine diline düşmüş olabilirdi. Dişlerini büyük bir acıyla sıktığında iniltisi evi titretecek kadar yoğun çıktı. Ahlaması, çığlığı, canının ne kadar acıdığının tek göstergesiydi.

"Sen öldün!" diye sızlandı.

"Bir sonraki hayatında." dedim, olduğu taraftan geri çekildim.

Tahmin ettiğim üzere çok vakit geçmeden Anita ve Matteo yanımızda belirmişti. Menşah da onlarla aynı şekilde iken diğerlerine nazaran daha sakin gözüküyordu. Sanki böyle bir şeye ihtimal veriyor gibiydi.

Anita ağzında kaç İtalyanca kelime ile konuştu. Sanırım kimin yaptığını soruyordu, mimikleri bile bunun en büyük ispatıydı.

"Sakin!" dedi Matteo, sakın mı, sakin mi deyişini geç idrak ettim. Aksanla değil, gerçek anlamda sakin demişti. Matteo, Anita'dan sakin kalmasını istiyordu.

Marte kanlar ve acılar içinde sızlanmaya devam ederken göz altından bana öfke dolu bakışlar attığına şahitlik ettim.

Sanırım aklından ölüm şeklimi hayal ediyordu. Beni nasıl öldürmek istediğini. Bunları düşünüyor ve ardından etrafına bakıyor. Ona engel olabilecek adamla göz göze geliyordu.

CÜSALE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin