50 |Ceset Çiçeği|

7.3K 641 156
                                    

Taaatatatammm.

Huzurlarınızda cüsale bölümü baylar ve güzel bayanlar.

Keyifle okuyun.

🌤️

"Morgas'ın söylemek istediği ne?" dedim hiç çekinmeden. "Kimseyle tehdit diliyle konuşan biri değildir. Ne var bilmediğim, ne var damarını kabartan? Dinliyorum." Arkama yaslı halde duruyor onun gözleri içine bakıyordum.

Benimle neredeyse bir aydan uzun süre geçirdiği vakit vardı. Gerek eğitim, gerek bilgi her konuda birlikte olup gizli saklı olmadan buraya geldiğimizi sanıyordum.

Birilerine güvenmemem gerektiğini şükür ki yeni bilmiyordum. İnsana her yandan zarar gelir, bazen asla dediğimizden özelikle. Bunun için hep hazırlıklı bir yanım vardı. Tüm yalanlara gizliliğe karşı çelik yeleğim duygularımın üstünde yer alıyordu.

Şimdi ise keşke diyen bir yanım daha ortaya çıktı. En azından keşke Rauf, beni şaşırtmış olsaydın.

"İnan sandığın kadar kötü değil-"

"Uzatma Rauf, söyle. Kötü olup olmadığına da karar veririm merak etme."

Dudaklarını dişleri altına alıp sabırsızca ezdi. "Mevsim." dedi zorlukla. "Cidden bak benim suçum yok." dediğinde eli cebinde duran telefona gitti. Ekranı açtı istemeye istemeye bir şeylerin üstüne tıkladı. "Burada olsan da olmasan da yaşanacak şeyler ortadaydı."

"Karşımda korkaklık etme." dedim sabrımın zincirlerini koparmadan. "Yaşanacak olan şey nedir?" Bekledim ve biraz ona baktım. "Haaa." dedim uzatarak. "Beni sürüklediğiniz cehennemse kastın kendi ayaklarımla geldim. Korkma kimseye suçlu muamelesi yapmam zaten suçlulukla yanım oldukça kazılı duruyor. Bir başkasına aynısını yapmaya ne hacet?"

"Mevsim biliyorsun." diyordu, karşımda yutkunması canımı yakıyordu. Rabb'in birilerini aciz etmeyle sınaması bedenimdeki tüm kanı çekip kurutuyordu. "Sandığın gibi bizler seni koruyamayız." dedi, şimdi güven yanımda parçalar teker teker kırılmaya başlayabilirdi. "Yapamayız Mevsim, kimse yapamaz... Uğraştığımız güç çok tehlikeli ve sağlam. Öyle ki hepimizin ismi kimliği belirsiz olarak ulaşıyor onlara. Kullandığımız telefondan tut her şey! Bu işin içine girdik ve ağır tedbirler aldık. Senin öyle bir şansın yok, hiç olmadı. Olması mümkün değil." Kırıldıkça sesler çoğaldı. "Mevsim Mirkan, örgütü darbe vuran tek isim... Yüzünü, geçmişini noktasına kadar biliyorlar. Apaçık ortadasın hedefsin. İş bir yerden sonra örgütü bile geçiyor şahsi meseleye dönüyor." Nefes almıyordu konuşurken, yüzü dahi oynamıyordu. "Annene ablana yapılanlar sadece başlangıçtı. Eğer ki sen bir ay önce buraya gelmeyeceğini söyleyip işbirliğini ret etseydin evinde, geri kalan aileni, öyle ki muhatap olduğun insan sayısı şimdi sağ değildi." dediğinde tümüyle sarsıldım.

Nasıl bir kördüğümdü bu? Nasıl bitmek bilmeyen bir azap?

Cefanın toprağında durmadan sulanan bedenimin rahata erişmesi tümüyle imkansıza doğru mu yol aldı? Sıkıntı ve acıdan bir nebze de olsa uzak kalmak hakkım değil miydi. Ne için ikinci planda olduklarım için kurban seçiliyordum ki?

Adaletin terazisi durmadan patlamaya devam etti. Ve patlama benim yanımdan başka hiçbir yerde sarsıntı meydana getirmedi.

Önce tek hedef olduğumu sandım... Sonra varlığımın neleri yıkar görmeye başladım.

"Korkak gibi davranmanın nedeni bu muydu?" dedim alay ederek. "Ölüm mü? Ölmemiz mi?" Sabırla iç çektim. "Korkak gibi yaşamının faydası yok Rauf!" dedim hiddetle. "Sende, o dışarıda bekleyen askerde anlayın artık şunu! Ne bekliyorsunuz köşeye çekilip üstüme devrilen kin ve nefrete boyun eğmeyi mi? Canımı yaktılar Rauf, yasımı tuttum, ağladım, odalara kapandım, yemek yemedim, yine de kalktım ayağa sardım yaralarımı. Şimdi Allah kitap bilmeyen hainler için aynı şeyi yapamam."

CÜSALE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin