43 |Vicdanı Olmayanın Kefeni, Erken Çürür|

8.8K 678 274
                                    

Selamlar güzellikler^^

Diyorum ki artık şu duygusallığı kenara bırakalım ve kaosun kollarına atalım kendimizi.

Bölüm başlığından da belli olduğuna göre....
Sustum sustum.🤭

Keyifli okumalar!

🕊

Gürültü dolu bir kalabalığın içine karıştım. Gerek yüklerim gerek ağrılarım tükensin zira hepsini tek başına taşımak oldukça zordu. Girdiğim dert denizi zaman ileriye sardıkça bana karşı acımasız olmayı tercih ediyordu. Tabii benim yenilgi vermeye artık iznim yoktu. İki kahve göz ben de yıkım yarattı. Sanki hiç yıkılmamışım gibi. Görmediğim kahveler ağzıma, dimağıma hatta dilime doğru acı tadını yolluyordu.

Özlemiştim, deli gibi, ölesiye öldüresiye kadar özlemiştim.

Ama duygularım bu bir ayda öyle bir hâl almıştı ki tüm hislerimin zehre battığını anlıyordum. Sesini duymaya bile dayanamazdım biliyordum. Benden sakladığı ne varsa ortaya serilmiş anbean her acıyı göstermişti.

Onu yeniden tüm doğrular karşısında görürsem ne yapacağımı bilmiyordum. Ona karşı duyduğum bu eşsiz tarifi olmayan yoğun aşkın bir anda çekik kahveler de nefrete dönüşürse... İşte o an cehennemin 7 kapısı bana doğru açılırdı.

Ne hâlde olduğunu bilmesem de tahmin edebiliyordum. Kim sakinleştirdi onu? Ondan ayrı kalmış olan bana, kalbi nasıl iyi kalmıştı? O kurt içine şahin bakışlarına, hızına, öfke belirmiş gücüne kim katlanır da sakinleşmesini sağlardı. Ölüp dirilmişti. Tanıdığım o adam, gücünü zarara çevirirse- düşünmek bile istemedim.

Delirmekten korktum.

Türkiye'den döndüğü ilk gün, evine ayak bastığı ilk gece bensiz? Canımın en içine elem eklendi birden. Gözüme doğru toplanan yaşları hızla sildim. Tıpkı düşüncemi sildiğim gibi. Beşiktaş'ın en işlek caddesinde yolumu kaybettiğim on ikinci kez de sonunda yolu tarif eden yaşlı bir amcanın yardımıyla Serdar'ın tutulduğu Maçka F Tipi cezaevinin önüne geldim. Yaşlı amcaya teşekkür ettikten sonra içeri girdim.

Güvenliğe kimliğimi çıkarıp gösterir göstermez görüşmenin ayarlı olduğunu bildirip içeri aldı. Görüş odasına gideceğimi sanarken bana eşlik eden güvenlik beni cezaevi müdürünün odasına götürmüştü.

Güvenlik kapıyı tıklatıp içeri girmemi istedi. Başta şaşırsam da buralara yabancı olduğum için çok da umursamadım. Odaya girer girmez çok şık şekilde giyinmiş, tertemiz bir yüze sahip yaşı 50'lerde olan adamı gördüm. İncelediği dosyalara benim içeri girmemle toparlayıp kendisi de ayağa kalktı.

"Mevsim Hanım?" diye sordu, yakınıma geldi. "Değil mi?" sorduğu şeyin hangi manada olduğunu anlayınca biraz afalladım.

Öne doğru elini uzattı. "Evet efendim Mevsim." dedim, uzattığı eli sıktım.

"Hoş geldin kızım." dedi, oldukça zarif şekilde. "Baban geleceğini söylemişti." Ona karşı ufak bir tebessüm ettiğimde masasının önünde bulunan koltuğa oturmam için gösterdi.

Aynı onun tavrı gibi sıcaklıkla, "Teşekkür ederim." deyip oturdum.

Kolumdan indireceğim bir çantam yoktu. İki parça giysim bir de abimi göreceğim diye heyecanım vardı.

"Serdar Mirkan birazdan gelecek, daha rahat konuşmanız için çıkacağım. Baban saygı duyduğum biridir. Burada görüşmeniz de sakınca görmedim." deyip güvenle bir bakış attı. "İçecek bir şeyler ister misin?" diye sorduğunda kapıya gitti.

CÜSALE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin