1. Bölüm: Saçmalık

94.1K 3.1K 211
                                    

Merhaba! Merhaba!

Yepyeni bir kurguyla karşınızdayım. Son kurgularım hep biraz daha gerçekçi ve ciddi oldu. Bu sefer daha hayalci, klişe ve yormayan bir kurgu yazmak istedim.

Umarım sizlerle keyifli ve güzel bir yolculuğa çıkarız.

Oy vermeyi ve bol bol satır içi yorum bırakmayı unutmayın. Yorumlarınız benim motivasyonumu arttırıp ikinci bölümü yazmaya teşvik edecek.

Duyurular ve alıntılar için takip edin!

ElifKaplan3

insta: elifkaplan3watty

Keyifli okumalar❤️

Bugün ciddi anlamda kafamın yorulduğunu hissediyordum. O büyük büyük imparatorlukları yöneten iş adamlarıyla bazı toplantılar yapmak beyninizi zorluyordu. İkna kabiliyetleri ve risk analizleri derken başım ağrımaya başlamıştı. Aynı şekilde her ne kadar oturmuş olsam da vücudumun genel durumu da pek iç açıcı değildi. Topuklu ayakkabımın bana vermiş olduğu o özgüvene tutunarak, aile evimin bahçe kapısını açacağım sırada, arkamdan gelen ayak seslerini duydum. Evet düşmanınızı ayak seslerinden bile tanıyabiliyordunuz. Bu tanım biraz abartma olsa da aramızda birbirimizi sinir eden bir sürtüşme hakimdi. Genelde o beni sinir eder ben de onu ikna etmeye çalışırdım ama bazen pes de ederdim çünkü laf anlamayan birine laf anlatmak kadar yorucu ve saçma bir iş daha yoktu.

Bana yetişti ve göz devirerek ona bir bakış attım. Koca dev yanımda dururken sakin olmaya çalıştım. Çirkin olsaydı ona Shrek diyebilirdim ama maalesef onun yanından bile geçmiyordu. Oldukça uzun boylu ve fazlasıyla da geniş bir bedene sahipti. Yanlış anlaşılma olmasın şişman biri değildi tam tersine acayip fit bir yanı da vardı. Geniş omuzlarından beline kadar düzgün bir daralma söz konusuydu ki bir yüzücünün vücuduna yakın diyebilirdim onun için. Çoğu kadına ve arkadaşlarıma göre çok seksi ve cemiyet hayatında ise ulaşılmaya çalışılan erkek profilindeydi. İş dünyasında ise oldukça acımasızdı. Tüm bu artı özelliklerinin hepsi benim için eksi özellikteydi. Özellikle beni çocukluğumdan beri korkutan buz mavisi, gümüşi rengi anımsatan gözleri üzerinizde hissettiğinizde ya buz gibi olurdunuz ya da güneş kadar sıcak... Birlikte yürümeye başladık ve ben bu durumdan hiç hoşnut değildim.

"Bugün koca koca adamları yalvarırken görmek pek seni tatmin etmedi galiba," dedi ukala ve sinir bozucu bir tonda. Daha ben ona cevap veremeden tekrar bir cümle daha ekledi.

"Ah yoksa ayaklarının dibinde eğilmediler mi? Kredi dilenirken onları izlemek isterdim doğrusu."

"Ayaklarının dibinde eğilmelerini tercih eden sensin, ben değilim. Daha medeni yaklaşımlardan hoşlanırım ama maalesef sen o yaklaşımları bilemezsin. Kravat ve gömlek giymek üzgünüm ki seni medeni yapmıyor." Güldü ve beni korkutan gözleri olabildiğince kısıldı ama daha tehlikeli bir görünüme de bürünmüş oldu. Bana inat olsun diye eli boğazına gitti ve kravatını gevşetti.

"Peki... Bak çıkardım artık medeniyet kulübüne girebilir miyim?" Bunu öyle bezmiş ve umutsuz bir tonda söylemişti ki o dalga geçen suratına bir tane çakmak için zor duruyordum.

"O özellik doğuştan geliyor canım. Fahir amcam ve Mehpare teyzem eminim ki sana bu özelliği vermeye çalışmışlardır ama bazı insanlar ne yaparsa yapsın bazı insanlara işlemezler. Ah ne tesadüf ve acı ki sen de o insanlardansın."

"Ne kadar güzel, fikirlerimiz karşılıklı seni feminazi." Gözlerim öfkeyle ona dönerken o halinden hoşnut bir şekilde gülümsedi. Biz otuzunu geçmiş insanlardık ama onunla halen çocuk gibi bu şekilde atışıp duruyorduk.

ZAMAN ALEVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin