Herkese selammmmm!
Sizi beklettim biraz ama geçen bölüm burada da yazmama rağmen duyuru kısımlarını okumadığınız için görmediniz. Panomdan da duyurdum ama oradan da çoğunluk takip etmiyor olacak ki bölüme yorum olarak yb ne zaman sorusu sorulmuş.
Bilgisayarım geldi ama sorun halen devam ediyor. Ben de biraz uzaklaşınca kafamı toplayıp yazamadım. Hatta bu bölümü yazarken kendimi biraz zorladım. Umarım bu belli olmaz.
Lütfen oy vermeyi ve bolca yorum yazmayı unutmayın! Artık 300 oy ve yorumu bölümde görelim ❤️
Lütfen duyurulardan haberdar olmak için hesabımı takip edin.
insta: elifkaplan3watty
twitter: byfrodoiyimsn ayrıca #zamanalevi tagi ile yorumlarınızı bırakabilirsiniz.
Keyifli okumalar!
Birlikte arabadan indik ve hastanenin acil kapısından içeriye girdik. İlk başta aşım yapıldı daha sonra kolumdaki sargı çıkarılıp yarama bakıldı. Pansuman yapıldıktan sonra hemşire hanım artık bandaja gerek kalmadığını söyledi. Bir hafta dolunca dikişlerim alınacaktı. Şimdilik bandaj yapılmasını istedim çünkü ilk aile yemeğimizde elbisemin batikonla kirlenmesini istemiyordum. Hastaneden çıktık ve Saruhan arabanın kapısını benim için açtı. Ona teşekkür ettim ve arabaya bindim. O da sürücü koltuğuna geçince sessiz ve hızlı yolculuğumuza başlamış olduk.
Bu eve defalarca gelmiştim ve genelde güzel anılarım vardı. Sadece son ziyaretim biraz durumu gölgeliyordu. Ailesinin bizi yemeğe çağırması çok güzel bir davranıştı. Bu sizi destekliyoruz ve aile olarak görüyoruz demekti.
Saruhan ile birlikte kapının önüne doğru yürüdük, zili çaldı ve kısa bir beklemenin ardından kapı açıldı. Yardımcıları bizi içeriye geçirdi daha sonra da salona geçtik. Orada bizi ayakta bekleyen Saruhan'ın anne ve babasını gördük. Bize gülümsüyorlardı ve bu mutlu bir gülümsemeydi. Durumdan çok memnunlarmış gibiydi. Keşke aynı durumu kendi ailemle de yaşayabilseydim. Üzülmekten alamadım kendimi. Onlara bunu göstermek istemiyordum bu yüzden hemen duruma el koyarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Gülümsedim ve birbirimize sarılırken o içten samimiyeti hissettim."Hoş geldiniz!" dedi Mehpare teyze.
"Hadi hemen masaya geçelim, acıkmış olmalısınız," dedi Fahir amca.
"Yoğun bir gündü baba, güzel bir yemeği hak ettik." Saruhan için öyle olabilirdi ama benim için psikolojik olarak yorgun bir gündü. Birlikte masaya oturduğumuzda gözler benim üzerimde gibiydi. Bu bana ekstra bir gerginlik vermedi çünkü o yüzler yargılayıcı değil destekleyiciydi. Yavaşça gülümsemeye çalıştım.
Masaya bir bakış attığımda sevdiğim yemeklerin olduğunu görmek beni şaşırtmadı.
"Unutmamışsınız çok incesiniz," dedim ama sesim buruk çıkmıştı. Keşke bu masada benim ailem de olsaydı ve neşeyle yemek yiyebilseydik.
"Nüzhetcim unutur muyum hiç, hadi tadına bak," dedi Mehpare teyze teşvik ederek.
"Teşekkür ederim Mehpare teyze," dediğimde yüzüme garip bir şekilde baktı. İlk başta anlamayıp Saruhan'a baktım jetonum sonradan düşmüştü. Ona anne dememi istiyor olsa gerekti.
"Ağız alışkanlığı kusura bakma." Gülümseyerek toparlamaya çalıştım durumu. Anne demek dilime biraz yabancı bir durumdu.
"Olur olur zamanla alışırsın," dedi ve gülümsedi. Ben de o çok sevdiğim yaprak sarmalarından aldım. Çok kısıtlı yiyebilsem de tadına bakacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ALEVİ
RomanceYetişkin okurlar için uygundur! Nüzhet Yalıyar, başarılı bir iş kadınıdır. Hayattan tek bir isteği kalmıştır ama o istek onun için imkansız gibi görünmeye başlamıştır. Yanıbaşında duran, tanıdığını sandığı ama aslında tanımadığı, abisinin yakın arka...