32. Bölüm-Saruhan'ın Sırları

18.4K 1.7K 875
                                    

Herkese merhaba Nüz ve Saru severler!

Bir önceki bölüm temennim dolmamasına rağmen yazdığım için paylaşmak istedim.

Özellikle yorum konusunda çok tembellik yapılmış. Bazıları okuyup kaçmış bazıları da oy verip kaçmış. Asla bu sorunu çözemiyoruz ve inanamıyorum bu duruma. Maalesef bir istikrar sağlayamadık. Bu durum beni gerçekten üzüyor ve yazmamı çok etkiliyor. Bu bölümü bile yazmakta zorlandım çünkü pek odaklanamadım. Yine aynı şeyler olacak düşüncesine kapıldım.

Hepinizin emeğe karşı saygılı olduğunu düşünüyorum. Lütfen saygınızı bol bol satır içi yorum yaparak gösterin.

Temenni aynı 1100 oy ve 1000 yorumu görmeyi istiyorum. Siz istediğiniz takdirde yapıyorsunuz zaten bunu daha önce de gösterdiniz bana.

O yüzden okuyan herkesten en azzzz 5 yorum bekliyorum.(emojiler geçerli değildir hislerinizi yazın) Oy vermeyi de unutmayın. ÇOK ÇOK ÇALIŞALIM.

Yeni bölüm beklerken diğer kurgularıma da bakabilirsin. Aşağıda profil bağlantım var oradan ulaşabilirsiniz.

Yeni bölümde görüşmek üzere!

Duyurulardan ve alıntılardan haberdar olmak için,

ElifKaplan3

insta:elifkaplan3watty

tw:elifkaplan3waty #zamanalevi tagiyle yorumlarınızı bekliyorum!

KEYİFLİ OKUMALAR!

Doğup büyüdüğüm evin önünde durduğumuzda sandığım kadar gergin değildim. Saruhan'ın da bunda payı vardı. Zili çaldık ve beklemeye başladık. Kapıyı yengem yüzünde kocaman bir gülümseme eşliğinde açtı.

"Hoş geldinizzzzz!" dedi çok neşeli bir tavırla.

"Hoş bulduk," derken ona sımsıkı sarıldım.

"Merhaba Saadet nasılsın?" dedi Saruhan biz ayrıldığımızda.

"Sizi gördüm daha iyi oldum. Hadi hadi içeriye geçelim." Kapı kapandı ardımızda. İçeriye doğru yürürken biraz üzerime çekingenlik hakim olmuştu. Yıllarca yaşadığınız evinize karşı yabancılaşmak tuhaf bir duyguydu.

"Hala!" O tatlı sesi duyduğumda hemen kafamı karşıya çevirdim.

"Halacım! Koş koş." Azra'yı görmek bir nebze o çekingenliği almıştı. Koşarak yanımıza geldi ve bana sımsıkı sarıldı.

"Seni çok özledim," dedi dudaklarını aşağıya sarkıtarak. Küçücük bir kalbi üzmek o an kötü hissettirdi. Onlarla da arama mesafe koymamam gerekiyordu çünkü onların bir suçu yoktu.

"Ben de halacım, ben de çok özledim." İki yanından kuyruk yapılmış saçlarını okşadım.

"Melih sen niye gelmiyorsun? Az önce bana neler dediğini unutmadım," dedi yengem. Sekiz yaşındaki yeğenim Melih, tabii ki beş yaşındaki Azra'dan daha çok olayları tahlil edebiliyordu. O güzel gözleri kırgındı ve bunu görmek beni çok üzdü.

"Halacım küs müyüz?" dedim ihtiyatlı bir sesle.

"Hayır," dedi ama ben gerçeği net görebiliyordum.

"Gel hadi sarılalım." Zoraki bir şekilde ayağa kalktı ve yanıma geldiğinde yüzüme baktı.

"Saçların uzamış," dedi ve gülümsemeye çalıştı. Abim gibi inatçı olmadığı için minnettardım. En azından bazı huylarını yengemden almıştı.

ZAMAN ALEVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin