Herkese merhaba!
Yeni bölümle karşınızdayım.
Geçen bölüm yorum sayısı oy sayısına yaklaşınca çok mutlu oldum. Umarım hem oylarımız hem de yorumlarımız katlanarak devam eder. Mesela 250 oya ve yoruma bu bölüm ulaşalım olur mu? Satır içi yorumlarınız bana ayrı güzel bir motivasyon sağlayıp yeni bölümü yazmam için hızlandıracak.
Son gelişmelerden haberdar olmak için takip edin!
insta: elifkaplan3watty
twitter: byfrodoiyimsn #zamanalevi etiketi ile düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar!
"Öyle mi? Peki..." dedim ve hayal kırıklığını hemen içime gömdüm. Yüzümde kendimden emin biraz da meydan okuyan bir gülüş belirdi. Onlara kazandıklarını hissettirmeyecektim. Diğer yöneticiler paniklemiş olacaklar ki hemen bir bir yanımızdan ayrıldılar sadece abimle ben kaldık. Garipti, abim hiç de öyle intikam almış gibi durmuyordu. Hatta istemediği bir şeyi yapmış adam suçluluğu üzerindeydi. Bakışları yüzüm hariç her yeri gezdikten sonra ancak bana baktı.
"Sonunda istediğini aldın," dedim sakin bir şekilde. Başını hayır anlamında sallarken benimle aynı fikirde olmadığını söyler gibiydi.
"Bu durumdan mutlu değilim. Tam tersi iş yüküm artacak, sen iyi bir yöneticiydin." Yüzümde hayret dolu bir ifade belirdi. Kafasına saksı mı düşmüştü acaba?
"Evet bahaneniz ne? Ben artık rakibinizin karısı mıyım? Ona muhbirlik mi yapacağım? Bundan mı korktunuz?" dedim alaycı bir şekilde.
"Onu tanımıyorsun, iş anlamında ne kadar kurnaz ve gözü kara olduğunu bilmiyorsun." Sıkkın bir nefes aldım. Bunu ikinci kez farklı kelimelerle söylüyordu.
"Bunlar beni ilgilendirmiyor. Gerçek hayatında öyle biri olmaması benim için yeterli. Arkadaşlığınıza da anlam veremiyorum. Ben sanmıştım ki... Birbirinizin en yakın arkadaşısınız ama şu an hiç de öyle değil."
"Ona kırgın ve kızgınım. İkinizin bir araya gelmesi... İlk başta çok kötü hissettirdi ama düşündükten sonra ancak siz birbirinizin hakkından gelebilirsiniz dünyadaki diğer insanlar değil." Kaşlarım havaya kalkarken bu sefer o gergin bir nefes aldı.
"Bugün beni çok şaşırtıyorsun."
"Gerçeği söylüyorum. Bu kararı emin ol biz almadık. Kiminle konuşacağını iyi biliyorsun. Şimdi gitmem gerekiyor." Bir an yüzüme baktı sıkıntılı bir şekilde sonra elini yavaşça omzuma koyup geri çektikten sonra hızlı adımlarla asansörlere doğru yürümeye başladı. Ben ise parlak zeminle bakıştım. Babam... Kararı babam almış olmalıydı. Ama neden? Duygusallık vücuduma yayılırken elimi duvara yasladım güç almak istercesine. Buradan çok güçlü görünerek çıkmalıydım. Başka türlüsü bana yakışmazdı. Olayları çabuk kabul edip sindirmiş gerçek bir yönetici gibi davranmalıydım. Derin bir nefes aldım. Gözlerimi kapattım, sanırım sabah Saruhan bana bunu söyleyecekti. Tahmin etmiş olmalıydı.
Hızlı adımlarla asansörlere yöneldim. Aşağıya indiğimde sanki bir şey olmamışçasına etrafıma gülücükler saçarak beş yıldır çalıştığım binadan ayrıldım. Arabam buraya yakın bir otoparktaydı. Şu an tek istediğim babamın karşısına dikilip yaptığı bu haksızlığı sorgulamaktı. Dünden daha kararlı ve güçlü hissediyordum kendimi. Onu adil ve iyi biri olarak bilirdim ama durum kesinlikle bu sıfatlarla uyuşmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ALEVİ
RomanceYetişkin okurlar için uygundur! Nüzhet Yalıyar, başarılı bir iş kadınıdır. Hayattan tek bir isteği kalmıştır ama o istek onun için imkansız gibi görünmeye başlamıştır. Yanıbaşında duran, tanıdığını sandığı ama aslında tanımadığı, abisinin yakın arka...