Herkese merhaba!
Geçen bölüm yorumlarınızla beni çok mutlu ettiniz. Çok teşekkür ederim🩷🥺
Umarım bu durum katlanarak devam eder. Oy için de aynı performansı bekliyorum. Ayrıca 10 bin okunmayı geçtik bile❤️
Bu bölümün son kısımlarını telefonumdan yazmak zorunda kaldım. Aslında yemek kısmı da olacaktı ama sizi daha fazla bekletmek istemedim. Bilgisayarımı garantiye yolladığım için yeni bölüm bu kadar hızlı gelmeyebilir. Bu konuda anlayış bekliyorum.
Duyurulardan haberdar olmak için,
İnsta: elifkaplan3watty (her bölüm sonu kritik yapıyoruz herkesi beklerim)
Twitter: bayfrodoiyimsn ayrıca #zamanalevi etiketiyle düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar🫶
Sabah beni uyandıran yere düşüp ses çıkaran bir şey oldu. Onu göremediğim için ne olduğunu bilmiyordum ama Saruhan’ın sessiz bir küfür savurduğunu da duymuştum. O işe gitmek için hazırlanıyor olmalıydı, şu an benim gidecek bir işim yoktu. Bu düşünce beni daha da depresyon kuyularına daldırmıştı. Doğrulup yatak başlığına yaslandım ve örtüyü üstüme çektim. Etrafa memnuniyetsiz bakışlar atarken Saruhan camlı bölmeden çıktı ve beni gördü.
“Neden kalktın? Uykun gitmeden uyu hadi.” Son beş yılını sürekli çalışarak geçiren biri olduğum için bu tarz evde olan tatiller bana iyi gelmiyordu. Ortamın boğuculuğunu şimdiden hissedebiliyordum.
“İyi hissetmiyorum, ben de işe gitmek istiyorum.”
“O zaman teklifimi kabul et.” Küçük bir çocuk gibi somurttum. O da kravatını bağlamaya başladı.
“Kartını baş ucuna koydum. Öğlen seninle aynı yerde buluşalım ve kahvaltı yapalım. Sonra sen alışverişe çıkarsın ya da Saadetle falan buluşursun.” Önerisi iyiydi de müsaitlik durumu belli değildi.
“Yeğenlerimi özledim, onlar okulda olacaklar o zaman. Of sadece evlendik ya, dünyanın en normal şeyi nasıl her şeyi tepetaklak ediyor!” Sabah sabah bu kadar isyankar olmayı ben de istemiyordum ama yapacak bir şeyim de yoktu.
“Hepsi düzelecek, hepimizin zamana ihtiyacı var. Uyandın madem uzun uzun düşün. Tablolarından yap, sen ancak öyle karar verecek gibi duruyorsun.” Tekrardan giyinme odasına gitti. Askı sesini sonra da parfümün sıkılma sesini duydum. Yanıma geldiğinde işe gitmeye hazırdı.
“Azıcık tembellik senden hiçbir şey götürmez.” Yanıma geldi ve beklemediğim bir şey yaptı. Eğildi ve başıma bir öpücük bıraktıktan sonra geri çekildi.
“Öğlen görüşürüz,” dedi gözlerime bakarak. Başımı salladım onu onaylayıp. Biraz şaşkındım, gerçek evliler gibi olma yolunda iyi bir adım olduğunu düşünmeden edemedim. Minik bir öpücüktü sadece.
“İyi çalışmalar.” Dört beş adım attığında kendimi tuhaf hissettim.
“Saruhan!” İsmini duyunca başını çevirip bana baktı.
“Buraya gelsene.” En azından onun ilgisine karşılık vermeliydim ki, dünü düşünürsem buna can atıyor bile olabilirdim. Sadece kabul etmem gerekiyordu. Meraklı gözlerle tekrar yanıma geldi.
“Eğil.” Söylediğimi yaptı ama yeteri kadar değildi. Yatakta dizlerimin üstünde yükseldim ve omzunu kavrayıp yanağına bir öpücük bıraktım. Tıraş losyonunun kokusu parfümüne karışmıştı ama öyle çekici bir yanı vardı ki durup onu tekrar tekrar koklamak istedim. Onu serbest bıraktığımda gözlerini kısıp bana baktı. Bu neydi şimdi der gibiydi ama hoşuna gittiğini de görebiliyordum. Biraz şaşırtmak iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ALEVİ
RomanceYetişkin okurlar için uygundur! Nüzhet Yalıyar, başarılı bir iş kadınıdır. Hayattan tek bir isteği kalmıştır ama o istek onun için imkansız gibi görünmeye başlamıştır. Yanıbaşında duran, tanıdığını sandığı ama aslında tanımadığı, abisinin yakın arka...