Herkese merhaba! Kötü bir akşam geçiriyoruz. Başımız sağ olsun. Atıp atmama konusunda kararsız kaldım ama sonra kafamızı dağıtmamız gerektiğini de düşündüm.
Üçüncü bölümle karşınızdayım.
Umarım keyifle okursunuz.
Yazarınızın emeğini görüp oy vermenizi ve fazla fazla satır içi yorumlar yapıp düşüncelerini okumak istiyorum.
Bu bana yeni bölümü yazmam için motivasyon sağlayacak.
Duyurular ve alıntılar içi takip edin!
insta: elifkaplan3watty
Eve gitmek sancılıydı. Çünkü abimin beni evde beklediğini biliyordum. Er ya da geç eve gidecektim ve bu karşılaşma yaşanacaktı. Güçlü olmam gerekiyordu, ben kötü bir şey yapmamıştım. Bu çok normaldi belki ama Nüzhet bu zamana kadar öyle davranmadığı için ailem anormal karşılayacaktı. En başta da abim. Acaba ben odaya kaçtıktan sonra abim ile Saruhan'ın arasında nasıl bir konuşma geçmişti? En son bana kızgındı ama ben de ona kızgındım. Bir konuda haklı olduğunu öğrenmiştim. Cidden araba kullanmak zihninize biraz da olsa iyi geliyordu. Eve gelene kadar evet birçok düşünce geçmişti aklımdan fakat şu an daha iyi hissediyordum.
Arabamı park ettim. Yüzümü düzelttim ve serin deniz havasına adım attım. Abimin evde olduğunu dışarıda duran arabası kanıtlıyordu. Sakin olmalıydım onun üstesinden gelebilecek kadar güçlüydüm. Ben ne zor insanların üstesinden gelmiştim bu zamana kadar. İş dünyasında yönetici pozisyonunda bir kadın olmak birçok sorunu da beraberinde getiriyordu. Sizi kırılgan görüyorlardı ve her istediklerini baskıyla yaptırabileceklerini sanıyorlardı. Bugüne kadar kimseye bu konuda kolaylık sağlamadım. Hep olması gerektiği gibi davrandım. Oldukça başarılı oldum ve gelişme sürecimden de bir hayli memnunum.
Kapıdan girmeden önce derin bir nefes aldım. Zor bir savaşa hazırlanan komutan gibiydim. İçeride bir harp olacağı bariz belliydi. Kapıyı açtım ve sessizce yürüdüm. Aşağı salon sessizdi. Hızlı adımlarla yukarıya çıktığımda ikinci kattaki salonda düşünceli bir şekilde oturan abimi gördüm. Bakışları yavaşça beni buldu.
"Evin yolunu buldun," dedi imalı bir sesle.
"İstesem gelmeye de bilirdim. Ben otuz yaşında ayakları yere sağlam basan bir kadınım. Aileme iyi olduğumu söyledikten sonra hesap verme zorunluluğum yok." Sesim onun kadar sakin değildi. Bu da iyi bir durum değildi.
"Nüzhet yine başlama!" Bu sefer sesi öfkeliydi. Kaşlarım çatılırken karşısında dimdik durdum.
"Beni hiçbir zaman anlamayacaksın. Nasıl olur da kendi arkadaşından şüphe edebilirsin?"
"Sen erkek değilsin beni anlayamazsın." Çantamı tutan ellerim gerildi. İçimdeki öfkeyi durdurmak çok zordu.
"Öyle mi birbirimize karşı ne üstünlüğümüz var? Mesela yengem ile önceden arkadaştın ben hiç onunla acaba abim yengemle ne yapıyor diye sorgulamadım çünkü buna hakkım yoktu. Senin de yok!" Sesim sert bir rüzgar gibi yüzüne çarptı.
"Onun evine bir daha gitmeyeceksin!" dedi emir verir gibi.
"İstediğim zaman istediğim kişinin evine giderim. İster onunla sevgili olurum ister de arkadaş hatta daha da ileriye gidip sevişebilirim bile ve sen bana karışamazsın, yorum yapamazsın, yargılayamazsın! Namusum hakkında tek bir kelime dahi edemezsin!" Çok sinirlendiğini çenesinin kasılmasından anlayabiliyordum ama umurumda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ALEVİ
RomanceYetişkin okurlar için uygundur! Nüzhet Yalıyar, başarılı bir iş kadınıdır. Hayattan tek bir isteği kalmıştır ama o istek onun için imkansız gibi görünmeye başlamıştır. Yanıbaşında duran, tanıdığını sandığı ama aslında tanımadığı, abisinin yakın arka...