Herkese merhaba ve iyi geceler!
Küçük bir gecikmenin ardından tekrar geldim. Bölüm yine kısa ama sonu bomba bir şekilde bitiyor. Ben olsam bölümün hızlı gelmesi adına bol bol yorum yazardım :) Yine dediğim gibi kısa bir bölüm biraz böyle ilerleyeceğiz.
Okuyan herkesin yıldıza basmasını ve en az beş yorum yazmasını bekliyorum. Eskisi gibi 1000'li sayıları görmek beni çok mutlu ederdi. Sizi bir şarta bağlayıp şu kadar oy yorum gelmezse yazmayacağım demek istemiyorum bunun sizin içinizden gelerek olmasını isterim.
Bana ulaşmak için,
insta: elifkaplan3watty, elifkaplan.ek
tw: elifkaplan3waty #zamanalevi etiketiyle yorumlarınızı paylaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar!
Buraya Saruhan için bir cümle bırakın!
SARUHAN'DAN
Behram bir an bana baktı ben ise halen Nüzhet'in bahçemden çıkmak üzere olan arabasına bakıyordum. Böyle olacağını biliyordum, yanlış anlayacağını da ama yapacak bir şey yoktu. Düşündüğünde bana hak verecekti ki son cümlesi de zaten bunu kanıtlıyordu. Bana sinir olmamıştı Mithat'a sinir olmuştu. Bundan sonra ise neler olacağını kestiremiyordum.
Gece uykuya zor dalmıştım, aklımın bir yerinde olan sürekli Nüzhet burada düşüncesi beni bir müddet uyutmamıştı. Dönüp durmuştum, geleceği ve ne yapmam gerektiğini düşünmüştüm sonra bir ara uykuya dalmış olmalıydım. Sabah ise Nüzhet beni giyinirken gördü ve tabii abisiyle olan telefon konuşmamızı da duymuş oldu. Mithat'ın bu şekilde şüphe etmesi beni şaşırtmadı çünkü ikimizin anlaşamadığını düşünüyordu. Nüzhet neden gecenin bir vakti benim yanıma gelmek isteyecekti ki!
"Rıza!" Derin bir nefes almak istedim zor bir gün beni beklerken sabaha bu şekilde başlamak hiç iyi olmamıştı.
"Buyurun Saruhan Bey." Elimdeki araba anahtarımı Rıza'ya uzattım. Behram ise bir açıklama bekler gibi bana bakıyordu. Kafasında bir şeyler oluşuyordu ve birazdan onu rahatlatacaktım.
"Arabamı kullanır mısın? Ben Behram ile gideceğim sen de arkamızdan gel."
"Elbette Saruhan Bey." Bir şey demeden Behram'ın arabasının yolcu koltuğuna bindim, Behram da birkaç saniye içinde sürücü koltuğuna geçti. Emniyet kemerini bağlarken aynadan beni izledi, ben ise sıkıntılı bir ifadeyle yanağımı sıvazladım. Kafamdan bir planlama yapmak ve ona uymak zorundaydım.
"Lütfen bana sabaha kadar seviştiğinizi söyle!" Behram tüm nezaket kurallarını es geçip direkt konuya dalmıştı. Böyle düşünmesi için kendince sebepleri vardı ama Nüzhet ile öyle bir olayın içinde olsaydım suratım bu şekilde asık olmazdı.
"Öyle bir şey olmadı, gece buraya geldi ve konuştuk. Normal iki yetişkin gibi... Haklı çıktın Behram konuşabiliyoruz." Yüzü hayal kırıklığı ile buruştu resmen. Bu haline gülmek istedim, bir yandan da bu kadar inanmasına şaşırdım.
"Sen buradan taşınmaya karar veriyorsun ve ne hikmetse Nüzhet evine geliyor. Bu bir işaret değil mi? Hem niye o kadar sinirliydi?" Öyleydi tuhaf bir tesadüf olmuştu ama dün gece ona bu soruyu ben de sormuştum ve tam net bir yanıt alamamıştım. Şu an pek değerlendirme yapacak durumda da değildim, zor bir gün beni bekliyordu. Daha Mithat ile bir toplantımız vardı. O da beni sorguya tutacaktı.
"Mithat burada olduğunu öğrenince aynı sen gibi düşündü de ondan," dedim sıkıntılı bir sesle. Emniyet kemerini taktım ve Behram da arabayı çalıştırdı. Çıkış kapısına doğru hareket etmeye başladık. Arkamızdan Rıza da geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ALEVİ
RomanceYetişkin okurlar için uygundur! Nüzhet Yalıyar, başarılı bir iş kadınıdır. Hayattan tek bir isteği kalmıştır ama o istek onun için imkansız gibi görünmeye başlamıştır. Yanıbaşında duran, tanıdığını sandığı ama aslında tanımadığı, abisinin yakın arka...