Oy ve yorum 🌸
Beş gün öncesine kadar en büyük derdim projelerin yetişmemesiydi. Şimdiyse...
"Nogitsunelerin kitsuneleri yok etmek için insanlara anlaştığını söylüyorsun... İyi de insanlar neden buna onay versin ki?"
Elimde ki tabağı kuruladım ve diğerlerinin yanına koydum. Minho'da bu sırada kurulamam için yeni bir tabak vermişti. Bilginiz mutfak işi yapıyorduk şu an. Daha doğrusu Minho'yla ben yapıyor Jeonginle Jisung ise kanepeye oturmuş bizi izliyorlardı. Gülümsedim. Tam evlenlemişiz de aynı evde kalıyormuşuz gibi bir hissiyat vermişti. Gerçi pek mümkün bir şey değildi bu. Malum Minho vardı ve tilkimle bana rahat- Bir dakika ya... Az önce ben Jeongin'le evlendiğimi hayal edip Minho'nun varlığını mı sorun etmiştim ben?
"Neden salatalık görmüş kedi gibi duruyorsun?"
Minho'nun sorusuyla irkildim ve tabağı bırakıp yenisini aldım. Abi kardeş cidden farklı benzetmeler yapıyorlardı. Bu hoşuma gitse de şu an gülemezdim. Ortam müsait değildi maalesef.
"İnsanlar açgözlüdür. Bu da onları nogitsuneler için oldukça verimli kuklalar yapıyor. İstedikleri şeyler karşısında kabul etmişlerdir muhtemelen." Jisung'un yanıtıyla onu görmesem de anladım anlamında başımı salladım. Mantıklı.
"Aptal varlıklar." Minho elinde ki tabağı bana verdi. O sırada gözlerimiz kesişmişti. "Sen hariç kiracı. Zeki birine benziyorsun. Sahi... İnsan olduğuna emin miyiz?"
Aldığım soruyla gözlerimi kıprıştırdım. Bunu beklemiyordum.
"Aslında bu soru benimde aklımdaydı. Normalde insanlar bizden korkar. Sense bunu oldukça normal karşıladın. İlahi bir gücün mü var?"
Jisung'un sesiyle ona döndüm ve bir ona bir Minho'ya bir de yerde yatan Jeongin'e baktım. Ciddi miydiler?
"Ben insanım. Yani... Öyleyimdir. Bana niye kendimi sorgulatıyorsunuz ki?"
Başımı iki yana salladım ve tabağı yerine koyup kapağı kapattım. Sonunda bitmişti. Artık oturabilir ve durumu iyice irdileyebilirdim.
"Melezsindir belki de?"
"Elfte olabilir. Saçı da mavi zaten."
"Minho her elf mavi değil anla şunu artık."
İkili yine yeni yeniden tartışmaya girince Jeongin'in yanına yaklaştım ve yere oturup sırtımı koltuğa yasladım. Böylelikle kokusunu daha iyi alabilmiştim. Tilki formuyla aynı kokuyordu. Yani ferah kokusu gitmemiş aksine boyutu arttığından daha yoğunlaşmıştı. Bunu sevmiştim...
"Bence sen bir meleksin Hyun." Kulağıma yaklaşıp söylediği cümleyle gülümsedim. Sanki sır veriyormuşcasına hızlıca söyleyip hemen geri çekilmişti. Tam onluk hareketti cidden.
Derin bir nefes aldım ve hala ona bakıyorken başımı yasladım koltuğa. Hala alışamadım desem yalan olmazdı. Minik pofuduğum resmen ismini öğrendiğimde ki varsayımım gibi güzeller güzeli bir erkek olmuştu. Yüzü, elleri, vücudu... Hepsi o kadar orantılıydı ki kitsune olmasını geçtim yolda görsem insan olmasını sorgulardım.
"Yine güzelliğime daldın sanki."
Omuzlarını hareket ettirdiğinde güldüm ve başımı kaldırıp biraz da böyle inceledim onu. Çok-
"Senin soracak soruların yok muydu ya? Öğrenmeden ölmek mi istiyorsun?"
"Neden karışıp duruyorsun çocuklar-"
O an hiç ama hiç beklemediğim birşey oldu ve Minho Jisung'u yakasından tutup öptü.
Evet. Öptü. Hemde dudağından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitsune •Hyunin•
FanfictionHyunjin tatil yapmak için gittiği kulübede pembe bir tilkiyle karşılaşır. Renginden çok, dokuz kuyruklu olması onu şaşırtan şeydir. Başlangıç tarihi: 26.12.2022 Bitiş tarihi:...