2.8

864 166 252
                                    

Oy ve yorum lütfen🌸
•••

Jeongin üç basamaklı bir hayat sürmüştü. Normal bir insanın yaşayamayacağı kadar yani. Yine de görüntüsü insan olarak lise son, tilki formu olarakta bebek gibiydi. Şimdi bunu analiz ettiğimizde ortaya tek bir soru çıkıyor.

Yeni doğmuş bir kitsune ne kadar küçük olabilirdi?

Elimle ağzımı kapadım ve titreyerek arkamı döndüm herkese. Jeongin'i tek kolumda tutabiliyordum. Çok hafif ama tüylü bir yapısı vardı. Yumuşacık tüyleri arasındaki bedeni ise küçücüktü. Durum buysa... Yeni doğmuş bir kitsune... Tek avucuma sığacak kadar küçük-

"Hyunjin? Woa kızarmışsın nefes al. Nefes nefes bir iki."

Düşünmeyi kesip karşımdaki Jeongin'le gerçek anlamda uzun bir aradan sonra nefes aldım. Resmen o tatlılığı düşünürken nefessiz kalmıştım. Tanrım. Düşünmek bile tatlılık krizinden öldürebilirdi beni. Saçma salak bir gülümseme ile Jeongin'e bakınca miniğim gözlerini kıprıştırdı. Ne olduğunu anlamaya çalıştığı belliydi şu an bir şey diyemezdim. Dersem Jeongin beni anında yatak odasına çekerdi. Ne yalan söyleyeyim bende zevkle karşılık verirdim şu durumda.

"Seungmin hyung ve yeni gelmiş hyung pankekler yumuşuyor. Hyunjinnie ve tilki sizde gelin. Yumuşak olunca tadı güzel olmuyor."

Kkami yani Lily'in sesiyle kendime gelip yüzümü sıvazladım. Kendine gel Hwang Hyunjin. Başında bir sürü bela var. Sırayla herşey sıra- "Hyunjin? Yoksa sende mi bebek istemeye karar verdin? Jeongin'de istiyor. Hemde çok."

Anında dibime giren çekik gözler yutkunmamı sağlarken kendimi kontrol altına alıp elini tuttum ve masaya doğru çekiştirdim onu. Cevap vermemiştim. Bu da yeterli bir cevap olduğundan yanıma oturan çocuğun mutlu tatlı enerjisini saçılıyordu etrafa. Bir çizgi romanda olsak etrafında çiçekler açardı. Bundan emindim.

Önündeki süte konulmamış pankeklerden biraz Jeongin'in önüne biraz da Seungmin'e koyduğumda Chan'ın gülümseyişine denk gelmiştim. Bu haline güldüm ve hak vererek yerime yerleştim. Çok mutluydu. Arkadaşım daha olayı bilmese de, ki artık bu herşeyi öğrenmesi gerektiği anlamına geliyordu, o da eşinin bu haliyle mutluydu. Yüzümdeki gülümseme ile Lily'e döndüm. Önünde hala pankek vardı. Muhtemelen yeni koymuştu zeki kızım. Uslu uslu ne güzel yiyordu Pankekini.

Keşke her zaman böyle sakin olsa. Tatlı ama maalesef bazen fazla konuştuğunu inkar edemeyecektim.

"Nasıl bir tatil planı istiyorsun güzelim? Annenle konuşalım sana göre yapalım hemen olmak zorunda da değil. Sen bilirsin yani."

"Jeongin kulağına fısıldadı bilmiyorum ama umarım fısıldamaya devam eder."

Güldük ve sakince kahvaltıya devam ettik. Sonunda herkes doyduğunda masayı toplamış ve bulaşıkları makineye dizmiştik. Göz ucuyla Chan'a baktım. Konuşmamız gerekiyordu. Kkami'yi fark etmemesi imkansızken resmen ters bakış bile atmadan gülerek iş yapıyordu adam. Gerçi şu an hayatının en mutlu günlerinden biri. Sanırım ona izin vermeli-

"Chan hyung Hyunjinn buraya gelir misiniz?" Jeongin'in sesiyle elimi havluya sildim ve makinayı kapatıp havluyu yerine astım. Ben izin vermeyi düşünürken anlaşılan tilkim merhametsizdi. Bu yüzden ona minnettardım. İçimdeki sorularla daha fazla katlanamayıp bağırmama ramak kalmıştı çünkü. Hemen dediği boş, ailem gelirse kalır diye bıraktığım odaya girdim. Chan da arkamdan gelmişti. Hala sırıtıyordu. Hayır sinirim bile bozulamıyordu çünkü haklıydı adam.

"Hyungggggg minik kurt olacak şimdi evde gezinecek ay hatta gezinemeyecek minicik olduğu için sadece sana sürtünmekle yetinecek yumuşacık yumuşacık!" Jeongin bir anda Chan'ın elini tutup zıplamaya başladığında olayı anladım. Jeongin ikimizi avcılar hakkında konuşmak için çağırmamıştı. Chan'ı tebrik etmek bana ise bunu empoze etmek içindi. Ah. Cidden bir tilkiyle sevgiliydim.

Kitsune •Hyunin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin