1.6

1K 183 334
                                    

Oy ve yorum🌸
•••

"Bugün ormanda bir kap bulundu. İçinde gelincik çiçeğinin olduğu bir merhem... Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun değil mi?" İçkiyi buz dolu bardağa döktü ve dişlerini sıkarak konuşmaya devam etti.

"Tilki yaşıyor. O lanet çiçek sadece onların tedavisinde kullanılır. Muhtemelen insan formunda. Aslında bununla ilgili bir tahminimde var."

Odanın dışından bu konuşmayı duyan biri kesinlikle iki kişinin karşılıklı fikir alışverişinde bulunduğunu düşünürdü. Kimse yıllar önce öldürdüğü tilki kafasını tabloya dönüştürmüş bu iri yarı adamın, kendi kendine konuşacağını düşünmezdi.

"O mavi saçlı genç. Onun bununla alakalı olduğuna yemin bile edebilirim güzel florentia'm. Ne dersin?" Tabloya iyice yaklaşarak fısıldadı. "Belki o kızıl kitsune senin o güçlü geniş ailenin bir parçasıdır. Sonunda yalnız kalkmazsın ha?"

---

"Bu bebek çok sevimli."

"Seungmin ne yapıyor ya?"

Changbin'in Jeongin'i izleyen gözleri hızla bana döndü. Ne yaptığımı anlamış olacak ki gözleri kısılmış resmen içten küfür ettiğini belli ederecesine bakmıştı.

"Duruyor Seungmin. Duruyor yerinde. Paşam balayından döndüğü için -ki sanki bilmiyorum palavra olduğunu inanmış gibi yapayım- işleri birikmiş masada çalışıyor. Sahte eşide arada geliyor felan. Komedi yahu."

Umutsuz vakaya karşı başımı sallayarak iç çektim. Cidden altı ay olmuştu Seungmin evleneli ama hala beni kıskandırmak için yapıyor modundaydı. Fotoğrafları gördüğü halde inanmıyor shop olduğunu iddia ediyordu.

Oysa gerçekten baksa fotoğraflara anlardı. Eskiden sadece işini düşünüp bayılıp duran sevgili çalışanım, şimdi Chan'la gayet sağlıklı bir şekilde yaşıyor hem işini hemde özel hayatını dengeliyordu. Onun adına hem patron hemde arkadaşı olarak çok sevinmiştim şahsen. Düğünlerine de gitmiştim hatta ama Changbin'in bundan haberi yoktu.

Sonuçta sahte düğün (!)

Ona laf anlatamayacağımı bildiğimden ayağa kalktım ve şöminenin önünde top haline gelmiş Jeongin'in yanına gittim. Yere çöktüğümde kapalı gözleri hafif aralanmıştı. O kadar güzeldi ki... Yüzünün yarısına ateşin rengi vuruyor bu da muhteşem bir manzara çıkıyordu ortaya.

"Jeongin hadi eve gidelim hm? Saat gece üçe geliyor." Bir şey demesine izin vermedim kollarımı sırtının altına koyarak kucağıma aldım onu. Ayağa kalktığımda Changbin söylenmeye başlamış 'kalın işte' diyordu ancak ne olacağını bilmediğimden risk alamazdım. Evet, kolye onu tutuyor ve insan yapıyordu ancak çıkması durumunda pofuduk tilkiye dönüşür, Herkese kalp krizi yaşatırtı.

Ayrıca... Sanırım birazda bencillik yapıyordum. O tatlılığı sadece kendim görmek istiyordum sanırım.

Changbin'in sövmeleriyle spor salonundan çıktım ve arabaya doğru yürümeye başladım. Neyse ki peşimden gelmemiş kapıdan devam etmişti sövmelerine. Manyak adam ben uzaklaştıkça bağırıyordu. Bu haline gülümseyerek yoluma devam ettim. Bebeğim uyanmadığı sürece sorun yoktu.

Ön kapıyı açtım ve Jeongin'i dikkatlice yerleştirip kemerini bağladım. Bu sırada bebeğim tatlı sesler çıkarıyor ve bana sürtünmeye çalışıyordu. Bu haline dayanamayıp boynundan kocaman bir öpücük aldım. Uykulu haliyle gülmüş ve yanağımı öpmüştü o da. Güzelim benim.

Kapıyı kapattım ve kendi tarafıma geçmek için arabanın önünden dolandım. Biliyordum ki biraz daha öyle kalsak-

Biri bizi izliyor.

Kitsune •Hyunin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin