4.4

591 114 106
                                    

Oy ve yorum 🌸
•••

"Minicik bişi bu. A. Top oldu."

Elim çenemin altında, gülerek sevgilime baktım. Çömelmiş başını yatağa yaslayarak Seungmin'in göğsündeki minik bebeğe bakıyordu. Mavili beyazlı bebekse arada dediği gibi kollarını bacaklarını kendine çekerek top oluyor sonraysa rahatlayıp babasının göğsünde yayılmaya devam ediyordu.

Yicem.

"Doktorla hemşireyle ne varsa herkesle konuştum." Chan yavaşça odaya girip sessizce devam etti. "Bugün ne olur ne olmaz burada kalın yarın çıkışınızı yaparız dediler. Miniğimiz içinde küvez benzeri bir yatak getireceklermiş. Mikrop kapmasın yine ne olur ne olmaz diye. Uyuyor mu? Tanrım bakmaya bile kıyamıyorum."

Eli ağzına gidip gözleri dolduğunda artı alışmış olduğumdan sadece göz devirdim. Her baktığında böyle tepki veriyordu. Küçük çocuk gibi ağlıyordu resmen. Neyse ki Seungmin'e destek olmayı unutmuyor ve her işe koşturuyordu. Aksi taktirde azar çekebilirdim.

Malum, kutsal kitsuneyle sevgili olduğumdan bana dokunamazdı. Her şeyi yapabilirdim artık.

"Biraz sakin olur musun sevgilim? Ayrıca kucağına almaya ne dersin? Yumuşacık minicik zaten."

"Olay o Seungmin." Odanın içinde volta atarken devam etti. "Minicik ve yumuşacık hassas ve kırılgan. Anlatabildim mi? Ya bir şey olursa kucağıma alayım derken canını yakarsam?"

"Ne yani hiç almayacak mısın?"

"Ben alırım! Yaşam kitsunesiyim ben canını asla acıtmam."

Benim sevgilim de olaya dahil olurken kaşlarımı kaldırdım yukarıya doğru. Demek alırdı... Hmm. Demek öyle. Aslında bir bakıma doğruydu. Canı acısa bile Jeongin hemen fark eder ve acısını alarak tedavi ederdi. Bu gücü bebek bakmak için altın değerindeydi resmen.

Sevdim.

"Ben babasıyım. Sana noluyor?"

Jeongin Chan'a baktı sonra da laf söylemek için ağzını açtı ama bir şey bulamadı. Babasının arkadaşının sevgilisiyim veya senin arkadaşının kardeşiyim demek baya uzun kalmıştı anlaşılan. Ağzını kapatıp yanaklarını şişirdi. "Pis kurt."

"Oğlumun yanında kötü şeyler deme bak-"

"Aptal kurt. Daha kucağına alamıyorsun! Ne biçim babasın sen?"

İkili kavga ederken ayağa kalktım ama hedefim onları durdurmak felan değildi. Seungmin'in yanına oturdum gürültüyü görmezden gelerek. Minik bang babasınin hastahane önlüğüne yapışmış öylece duruyordu. Minicikti. Erken doğduğu için sanırım öyle tombikte değildi. Eldivenli elini oynattığında kendimi tutamayıp tuttum minik kolu. Bebek kokusu burnuma geliyordu bu sırada. Çok. Çok tatlıydı.

"Umarım ki hayatında olan her şey bu tatlı yavrucağı mutlu eder. Umarım hep birlikte büyümesini görürüz. Resmen baba oldun Bang Seungmin."

Arkadaşıma daha doğrusu onun dolu gözlerine baktım. Başını evet anlamında sağlamış ve dudağını dişlemişti. "Çok küçük. Nasıl büyür nasıl olur bilmiyorum ama ben... Çok sevdim." Gülümserken gözyaşı düşmüştü yanağına. Gülümsedim. Mutluluktan olduğunu biliyordum. Bu yüzden derin bir nefes alarak konuyu değiştirdim. "İsmi ne peki? Daha önce hiç konuşmadık."

Bir anda arkamdaki ikili de susup iki yandan yanımıza geldi. Chanın bu tepkisi onunda isim konusunu netleştirmediğini gösteriyordu.

"Ah şey. Aslına bakılırsa bir iki isim seçmiştik ama kucağıma alınca... Sanırım aklıma başka bir şey geldi."

Kitsune •Hyunin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin