4.8

586 103 82
                                    

Uzun bir aradan sonra oy ve yorumu unutmayalım lütfen 🌸
•••

Hayatı tamamen değişmiş biri olarak söyleyebilirim: Bundan asla pişman değilim.

Bazen aklıma geliyordu mesela. Changbin'i dinleyip o tatile gitmesem ne olur gibi. Jeongin'imle tanışamama olasılığının verdiği ağırlık bile aslında sorunun cevabıydı. Evet. Çok hemde çok şey yaşamıştım. O kadar çok şey yaşamıştım ki artık şaşıramıyordum bile. Çok tehlike atlatmış çok ekstra şeyler görmüştüm.

Yine de bana sarılarak yatan onun için değerdi.

Derin bir nefes alarak kokusunu içime çektim. Pembe formundaydı şu an. Birbirimize sarılı bir şekilde sinema gecesi yapmaya karar vermiştik ama ilk dakikalardan sonra uyuyakalmıştı güzeller güzeli eşim. Yeonjun sayesinde bunun normal bir şey olduğunu biliyordum. Kendisi şahsi doktorumuz olmuştu. Üst katta herhangi bir duruma karşı Minho ve Jisung vardı. Chan ve Seungmin de bebeklerini sağlıklı bir şekilde büyüten tecrübeleri kişilerdi artık. Felix'le Changbin ikilisi ise yardıma her zaman hazır kişilerdi. Lily'de vardı hem. Herkes bize yardım etmek için yanımızdaydı.

Bence bebek sevmek için ama neyse.

Yüzümde gülümseme pembe saçlara hafif bir öpücük kondurdum. Filmin sesini kısmıştım ama kapatmamış, Jeongin'in uyuyakaldığı ortamını bozmamıştım. Bu hamile septomları açıkçası ona daha çok aşık olmamı sağlamıştı. Bazen kendisi bebekmiş gibi oluyor bazense olgun bir baba adayı gibi çocuklarımız için planlar yapıyordu. Örgü örmeye başlamıştı Jeongin. Otobüste bize patik veren kadının ördüğü gibi yapmaya çalışmış hatta başarmıştı da. Ona neden uğraşıp durduğunu gidip dışarıdan başka bir tanesini hemen alabileceğimizi söylesem de cevabı çok netti.

Bir patik el yapımıysa diğer ikiside öyle olmalıydı. Yani benim güzel kalpli eşim asla küçük konularda dahi ayırmıyordu çocuklarımızı.

İçimdeki fazla sevgiyle hafif bir öpücük kondurdum başının üstüne. Kutsal kitsune olduğu için daha fazla hassastı sanki bu konuda. Çünkü düşüncesine göre sadece biri kutsal kitsune olabilirdi. Derin bir nefes alıp kokusunu içime çektim. Bebeklerimiz. Üç tane minik bebeğimiz olacaktı.

"İsimlerini tombiş mombiş monbirik koysak ne olur?"

Yeni uyanmış sesle gülümseyerek saçlarını okşadım. Göğsümdeki kafasını aşağı yukarı yapmış biraz sürtünmüştü bana. "Hiç gerçek gibi gelmiyorlar. Gerçek olmayan isim mi koysak?"

"Ama gerçekler ve bizimleler. Üç bebeğimiz ve biz altı kişilik kocaman bir aile olacağız."

"Hiç Lily'i de unutma zaten."

Uykulu tripli sesle güldüm. O da seviyordu aslında ama sonuçta bir kere inatlaşmışlardı. Bu yüzden ikiside kararından vazgeçmiyordu. Derin bir nefes aldım. Altı kişilik bir aile demek... Zorlu ama aşırı tatlı bir dönem başlayacaktı bizim için.

"Chan hyung yine öğretmenlik yapar. Hem kendi çocuğuna hemde bizim çocuklarımıza. Kutsal olmam beni dahi yapıyor. Yani bazı şeyleri çalışmadan elde etmiş olabilirim."

"Kutsal eşim benim." Saçlarından öptüm ve tutuşumu sıkılaştırdım. Bu sırada filmin son sahnesine gelmiştik. Jeongin bir anda doğrularak televizyona baktığında görmüştüm bunu. "Ben. Ben izlemedim ki! Nasıl bitti sadece beş dakikacık uyudum ben."

"Kumandanın üstüne bastım yanlışlıkla ondan ileri gitti bebeğim. Yoksa beş dakikacık uyudun sen."

"Dimi dimi"

"Evet evet."

Yandaki kumandayı aldım ve filmin ilk beş dakikasından sonrasını açtım. Gülmemeye çalışıyordum bir yandan. Aşırı tatlıydı bu yüzden asla dediğinin aksini söyleyemiyordum.

Kitsune •Hyunin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin