1.0

1.2K 207 204
                                    

Oy ve yorum🌸

"Jeongin gücünü kullanmayı bilmeyen bir kitsune. Özel gücünün ne olduğu bile belli değil. Üstüne üstlük kolye olmazsa direk tilki formuna geçer. Riskleri anlıyor musun?"

Endişeli sesiyle konuşan Jisung'a baktım bir süre. Sonraysa dizinde yatan bedene. Yutkundum. Haklıydı. Ben bir insandım ve bu işin altından nasıl kalkacağıma dair bir planım da yoktu. Ama... Ama yine de tek yolu buydu. Az önce gördüğüm manzaradan sonra buna karar vermiştim. Hazırlıksızda olsam tehlikeli de olsa bu sorumluluğu alacak ve tilkimi güvende tutacaktım.

İsmim Hwang Hyunjin'se bunu yapacaktım.

"Kitsuneleri tam anlamıyla anlatan bir kitaba ihtiyacım var ve de işime yarayacak olan eşyalara. Jisung bana güven veya güvenme umrumda değil. Bunu Jeongin için yapıyorum. Onu bu tehlikeli yerde bırakamazdım üstüne üstlük Minho'nun durumunu baz alırsak tek yolu da bu."

Hızlı konuşup ayağa kalktım. Kararımı çoktan vermiştim. Küçük tilkimi de alıp şehre gidecektim.

Hem... Sizce de... Çok tatlı olmaz mıı??!!!

Hiçbir şey bilmeyen pofuduğum şehre iniyor. Hemde yanında ben varken! Aşırı aşırı tat-

"İçimden bir ses güvenlikten ziyade onun şaşkınlığını görmek istediğini söylüyor."

"Pek yanılıyor sayılmaz." İnkar etmeme gerek yoktu. İyi yönden bakarsak bu şekilde düşünüyordum çünkü.

"Kiracı."

Minho'nun sesini duymamla kalktığım yere geri çökerek ona yaklaştım. Sesi kısık olsa da güçlüydü. Cidden zorluyordu kendini.

"Bu ev... Düğün yerimiz diye özeldi. Bodrumda... Bodrumda eşyalar var. O iki önemli kişiyi de... Onları da orada tutuyorum. Jisung-"

"Anladım. Ne yapacağımı biliyorum. Sen dinlenmene bak."

Bir şey demek istese de sustu Minho. Seslice yutkunup kendini kasmayı bıraktı. Gözleri hala Jisung tarafından kapalı olduğundan duygularını tam olarak anlayamıyordum. Derin bir nefes aldım ve tekrar ayağa kalktım. Bodrum demişti. İyi de burada bodrum yoktu ki.

Merdivenlerin olduğu yere adımladım ve o taraflara doğru bakmaya başladım. Bodrum. Bodrum dediği gerçek büyük bir bodrum muydu yoksa küçük, sadece gizlenmek için olan bodrum muydu?

"Şu tarafta." Yanımdan geçen Jisung'a baktım. Minho'yu bırakması doğru -

Orada da Jisung var.

"Klonlama yaptım. Ağzını kapat ve buraya gel." Dediği şeyle başımı iki yana sallayıp kendime geldim. Sorgulama. Sorgulayınca daha kötü oluyor. Bu yüzden bir şey demeden peşinden ilerledim. Merdivenin arkasına geldiğimizde normalce altından geçtik. Daha doğrusu normal bir durumda altından geçmemiz gerekirdi ancak biz geçtiğimiz de sanki başka bir boyuta girmiştik. Şaşkınlık içinde etrafa baktım. Evin yapısıyla uyumlu geniş bir odaydı burası. Bir duvarı dolaplarla kaplıyken diğer tarafında zinciler ve çalışma masası vardı. Ah bir de tam ortada arkalı önlü sandalyeye bağlanmış kızıl saçlı kadın ve beni vuran adam vardı. Yutkundum. Anılar kafamda canlanmaya başlamıştı.

"Araştırdığıma göre kızıl saçlı kadın patron'un metresi. Yanında ki adam ise baş izcilerden biri. Buna rağmen açgözlülük edip kimseye haber vermeden buraya geldiler."

"B-bırakın bizi. Bir şey demeyiz hem sevgilim ögrenirse-"

"Kapa çeneni."

Baskın sesle yutkundum. Boşluk hissi az da olsa ortama yayılmaya başlamıştı. Jisung kızgındı ve bu oldukça tehlikeliydi. Bir an önce ne yapıyorsak yapmalıydık.

Kitsune •Hyunin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin