Oy ve yorum 🌸
•••"Hyunjin hadi kalk bana kahvaltı hazırla."
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ondan önce uyanmış onu izlemeye dalmıştım ama bu o uyandığında uyku numarası yapmayacağım anlamına gelmezdi. Tilkimde bir süre beni izledikten sonra demişti zaten bunu. Yavaşça gözlerimi açtım. Pembe pembe bana bakıyordu güzelim.
"Niye ben yapıyormuşum?"
"Ama. Ama filmlerde hep öyle oluyor."
Şaşkın yüz ifadesi modumu iyice yerine getirirken kendimi durduramayıp kolumdan destek alarak yükseldim ve dudaklarımızı birleştirdim. Beyaz battaniyenin içinde beyaz teninin üstünde kızarıklarla o kadar... Ah. Sakinim. Gerçekten hemde. Dün gece ondan uzak durmanın acısını fena çıkarmıştım. Zorlamaya gerek yoktu.
"Bence de öyle oluyor." Bir öpücük daha alıp yüzüne baktım. Gözleri parlıyor bu da istemsizge gülümsememe neden oluyordu. Öyle kutsal bir parlaklık değildi bu. Jeongin'in gözleri sevgiyle parıldıyordu her zaman ve bu onun en hayran kaldığım özelliğiydi. Tabi üzüldüğünde sönüyordu o ışıklar. En sevmediğim ve sebebi ben olayım veya olmayayım kendimden nefret ettiğim andı o zamanlar.
Bir daha olmasına izin vermeyecektim. Benim güzelim her zaman mutlu olmayı hak ediyordu.
"O zaman ben kalkayım ve minik tilkime güzel bir kahvaltı hazırlayayım hm? Hey. Bu arada ne izledin de biliyorsun sen bunu?"
"Jeongin bebek değil Hyunjin." Burnumu parmaklarıyla kıstırıp makas alır gibi yaptı. "Alışsan iyi edersin."
Hahlayıp güldüm. Bebeğe bak sen. Hemen moda girmişti. Tekrar güldüm ve öpüp oturur hale geldim. İç çamaşırımı giyip ayağa kalktığımda Jeongin ıslık çalışmıştı. Pardon çalmaya çalışmıştı. "Bundan ses çıkmıyor!"
"Bütün parmağını ağzına sokmayacaksın bebeğim. Ayrıca." Üstümü tamamen giyinip üzerine eğildim. "Jisung ve Chan'la şu saatten sonra film izlemek sana yasak."
"Ama ben Felix'le izledim."
"Ne?"
Geri çekilip uzaktan bu seferde ikisine baktım. iki küçük pofuduk neler izliyordu böyle? Jeongin'in evlilik diye tutturmasına şaşmamalıydı. Felix. Çalışanımla güzel bir konuşma yapmalıydım sanırım. Bunu aklıma not ederken sabırla kafamı salladım ve odadan çıktım. Onlar benden büyüktü teknik olarak ama hayır. Tilki olarak büyüklerdi. Tanrım tilki halleri bile küçüktü. Sevgilimin bensiz bu tarz şeyler izlemesi hiç hoşuma gitmemişti. Hemde hiç.
"Her neyse." dedim kendi kendime. "Hadi şu yaramaz tilkiye güzel bir kahvaltı yapalım. 'Filmlerde ki gibi' Hah. Daha güzel yapacağım."
Buzdolabına yöneldim, yumurtaları, sebzeleri ve gerekli malzemeleri de çıkardım. Güzel bir omlet planlıyordum öncelikle. Yanında da küçük sandviçler, reçelle yapılmış çizimler vesaire vesaire. Hızlı olmam gerektiğinden gerçi hm. Patates kızartması da hoş olurdu.
Yapacağım.
Patatesleri soydum. Yumurtaları çırptım ve tavayı ocağa koyup o ısınırken peynirleri doğradım. Dün gece... Hayatımın en iyi gecesiydi. Her şey bir yana uzun zaman sonra uyandığımda onu görmüştüm. Yumuşak saçları çeneme değerken uyanmıştım güne. Bu benim için tarif edilemez bir mutluluktu. Arada mırıldanışı ve bana iyice sokuluşundan bahsetmek bile istemiyorum. Aşkla karışık tatlılık krizine sokabilirdi beni.
Her şey yavaş yavaş hazır olurken koymak için hazırladığım tepsiyi süslemeye başladım. Hazır pembe çiçekleri yanlarına koyduğumda çokta güzel olmuştu. Ah. Doğru ya. Hemen ecza dolabına gittim ve ağrı kesici alıp tepsiye koydum. O bir kitsuneydi evet ama olsun. Açıkçası onu böyle insanlardan ayırmak hoşuma gitmiyordu. Ki bence o da sevmiyordu bunu. Bu yüzden ihtiyacı olsun olmasın hak ediyordu bunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitsune •Hyunin•
FanfictionHyunjin tatil yapmak için gittiği kulübede pembe bir tilkiyle karşılaşır. Renginden çok, dokuz kuyruklu olması onu şaşırtan şeydir. Başlangıç tarihi: 26.12.2022 Bitiş tarihi:...