2.4

996 160 287
                                    

Oy ve yorum🌸
•••

"Üç bir dokuz. Üç yüz on dokuz. Üç yoktur ya. Üç yoktur bence başında. Üç var mı?"

Eğilerek soruşum komiğine gitmiş olacakki güldü. Ben şok içinde durumu hazmetmeye çalışıyordum ama Jeongin cidden bana yardımcı olmuyor sadece önündeki dondurmayı yiyordu. Yutkundum ve geri çekilerek sırtımı oturduğumuz yeşil koltuğa yasladım.

Wow

Üç haneli. Bir dakika.

"O zaman Minho, Jisung ve Chan? Onlar kaç yaşında? Felix peki? Konuştunuz mu? Bebeğim cevap ver bana." Yandaki peçetelikten peçete alıp dondurma olmuş burnunu sildim. Cidden çok seviyordu bunu anlamıştım ancak benimde cevaplara ihtiyacım vardı. Aşırı merak ediyordum şu an.

"Umm abim ve Jisung hyung arasında nam hum saniyim sekiz yaş var." Ağzındaki büyük fıstıklı dondurmayı yutup kaşlarını çattı. Bu onun düşünme pozisyonuydu. "Chan hyung on desek nam. Hmm Felix'te- ay bu gri çok güzel!"

"Jeeeooongin." Önündeki dondurma tabağını alıp havaya kaldırdım. Alırdı. Bunu biliyordum ama yine de dikkatini çekebilmeyi başarmıştım.

"Chan hyung 1000 Abim 998 Jisung hyungta 990. Hmm Felix'te benden bir yıl Küçük. 318 olması lazım."

Kasa şifresi gibi...

Yutkundum ve ellerini uzattığı dondurma tabağını geri önüne koydum. O dondurmasını güle oynaya konuşa konuşa yerken bense... "Aramızda 293 yaş var. Tanrım. Wow. Benden büyüksün. Benden baya büyüksün ama miniciksin. Küçücüksün. Tilki formun zaten bebek ama insana halinde en fazla lise son. Kitsunelerin zaman algısı na-"

Ağzıma sokulan dondurmayla sustum. Jeongin kocaman kaşığı ağzıma sokmuş resmen susturmuştu beni. "Hyunjin. Bir aydır tanışıyoruz her zaman şok oluyorsun. Bu senin kişiliğin mi? Şok olmak yani?"

Kaşığı ağzımdan çekip yemeye devam etti ama bir yandan da gözlerimin içine bakıyor, benden bir cevap istediğini belli ediyordu. Yutkundum ve oturuşumu düzeltip kendi kaşığımı elime aldım. "Hayır sadece... Beni her defasında şaşırtıyorsun. Şoka uğruyor bazense heyecandan deliriyorum. Bedenime asla iyi gelmiyorsun sevgilim."

Dondurmadan büyük bir parçayı ağzıma attığımda bu sefer duraklayıp bana bakan kişi oydu. Flörtöz tilkim böyleydi işte. Karşılık verilince kal geliyor ve tatlı bir hale bürünüyordu. Bazen sadece ısırıp midemde saklamak istiyordum onu.

"Sevgilinim dimi?"

"Hemde en tatlısından."

Kaşığa gri dondurmayı koyup ağzına uzattım. Gülümseyerek ağzını açmıştı. Gülerek kaşığı geri çekip kendim yedim. Bebeğim ise bunu beklemiyor olacak ki gözlerini kıprıştırıp bakmıştı bana. "Jeongin'i kandırman hiç hoş değil."

"Bir gün o Jeongin'i yiyeceğim."

"Yatakta olursa sevinirim."

"Merak etme." Kaşığı bu sefer pembeliye daldırıp ağzına attım. "Her yerde yiyebilirim."

Şok içinde açılan gözleri görünce daha fazla bir şey dememe kararı almıştım açıkçası. Çünkü gözlerinde şaşkınlık yerine şehvete bürünmüş yıldızların yükselmesi an meselesiydi. Tutamadım. Tutamaz ve burada doyasıya öperdim.

"Changbin hyung lix ile mutlu görünüyor. Chan hyungta Seungmin hyungla. Abim zaten Jisung hyungta aşık. Bizde birbirimize öyleyiz. Bence komacan bir aile olduk Hyunjin!"

Bu heyecanlı halı karşında bir şey demeyip güldüm. Son ikiliye karışamazdım ama diğerleri hakkında net bir şey diyemiyordum. Changbin Felix'te etkilense bile Seungmin'i böyle hemen unutamazdı. Zihni bıraksa kalbi bırakmazdı. Bunu bildiğimden sustum ve dondurmamı yemeye devam ettim. Yine de umarım dediği gibi olurdu. Herkes böyle mutlu olsa hiçbir problemim kalmazdı şahsi açımdan.

Kitsune •Hyunin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin