1-)Lila

1.4K 47 10
                                    



(İlk bölüm yayınlanma tarihi: 18.02.2023)

Bölümleri beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Bunlar benim için çok önemliii. Hikaye hakkında düşündüklerinizi de yazabilirsiniz.

Yazım hatalarına çok dikkat etmeye çalışıyorum, ama gözümden kaçanlar illaki vardır. Onlar içinde özür diliyorum.

Şimdi sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum, iyi okumalar.

1.Bölüm: Lila

Yaz.

Yaz ayı.

Sıcaklık, nemlilik, güneş, mutluluk, heyecan...
Doğum Günüm. Nefret ediyorum.

Bu mevsimi hiç sevmedim. Sevmeyi de düşünmüyorum. En acı geçmişimi içinde barındıran bu yılı sevmek, yaban mersini yemekten daha kötü.

Herkesin heyecanla beklediği bu aylar benim için hiç de heyecanlı gelmiyordu. Sıcağı sevmiyordum, tatili sevmiyordum. Bir an önce kışın gelmesi için dua ediyordum.

18 Temmuz.

Bugün benim doğum günüm. 

Nadir anlardan birisindeyiz. Odamdayım. 

Perdemin açık köşesinden odama sızan güneş tozlu raflarımı hedef almıştı. Etraf oldukça dağınık ve rutubet kokuyordu. Uzun zamandır odama ayak basmamıştım. Fazla da vaktim yoktu. Buradan hemen ayrılmam gerekiyordu.

Dolabımın kapağını iki yana açıp, hazırda bekleyen sırt çantamı elime aldım. Kapakları kapattım ve son kez kendime bakmak için aynanın karşısına geçtim. Uzun zamandır tozu alınmamış kirli aynanın ardından kendimi görmem biraz zordu. Omuzlarımın aşağısına kadar uzanan siyah saçlarımı, yukarıdan at kuyruğu şeklinde sıkıca bağlamıştım. Altıma siyah bir pantolon, içime beyaz bir tişört, üzerime de kot ceketimi giyinmiştim. Yatağımın üzerinde duran güneş gözlüğümü de gözüme geçirip odamdan çıktım.

Üç katlı bir evde yaşıyorduk. Daha doğrusu eskiden yaşıyordum. Oldukça eski bir yapısı vardı. Hatta çürümeye yüz tutmuş desem yeriydi. Duvarlar yağan yağmurların etkisiyle su toplamıştı. Kapıların köşeleri soyulmaya başlamış, tahta parçaları ufak ufak zemine yığılmıştı. Çok rahatsız edici bir görüntüye sahipti. Ben ne kadar rahatsız olsam da annemlerin bu durumdan şikayetçi olmadıkları, hiç bakım yapmamalarından kaynaklıydı.

Soğuk beton merdivenlerden aşağıya indim ve salonda oturan anneme göz ucuyla baktım. Her zaman ki gibi kafasını pencereye doğru çevirmiş, elindeki sigarasını içiyordu. Oldukça dalgın görünüyordu. O her zaman böyleydi. Birini bekler gibi sürekli aynı pencereden dışarıyı izler dururdu. Gözleri her zaman yorgun ve yaşlı olurdu. Onu tanıdım tanıyalı hep böyleydi. 

Aşağıya indiğimi fark etmemişti. Ses etmeden koridorun köşesinde duran ayakkabılarımın yanına gittim. Yerde duran spor ayakkabılarımı giyindim. Salona doğru tekrar baktım. Beni hala fark etmemişti.

"Anne" dedim çekingenlikle. Ona karşı her zaman çekingendim. Çünkü çok soğuk davranan birisiydi ve bana karşı her zaman mesafesini korumuştu. Diliyle söylemese bile hareketleriyle benim de ona karşı mesafeli durmamı isterdi. Seslendiğimi duymadı. Acaba onu mu düşünüyordu? O yüzden mi bu kadar dalgındı? Ama düşünmesine gerek yoktu, o bugün gelecekti. "Anne" dedim daha yüksek bir sesle.

Uzaklara dalan bakışlarını ağır ağır bana doğru kaydırdı. Yorgun gözleri ifadesizce bana baktı. Sanki bir şey söylesem algılayamayacak gibiydi. "Bir şey mi dedin?" diye sordu.

LİLA | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin