Bölümleri beğenirseniz ve hikaye hakkında yorum yaparsanız çok sevinirim, desteğinize ihtiyacım var, şimdiden teşekkürler💜42. Bölüm;
Kendin olamamak zordu. İstediğin gibi hareket edememek, vermek istediğin tepkileri verememek, oyuncu olmak sanıldığı kadar basit değildi. İlk başlarda çok zorlanmıştım. Lila'nın huyları ile benim huylarım bir değildi. O çok sessiz ve uyumlu bir kızdı. Her denileni kabul eder, kim ne istediyse onu yapardı. Korkaktı, hassastı, her şeyden kaçardı. Ben ise tam tersiydim. Lila ile tanışmadan önce geçirdiğim hayatım onun yapamadıklarını yapmakla geçmişti.
Sessiz birisi değildim, dilim var olduğu sürece her şeyi çatır çatır konuşabilirdim. Uyumlu değildim, kendi doğrularımla hareket ederim. Korkmazdım, korkunun benden korkmasını isterdim. Neyden korkmam gerekiyordu ki? Kimden korkmam gerekiyordu?
Hassas birisi değildim. Söylenenlere alınmazdım. Tabii ki durum Lila'nın yerine geçene kadar etkili olmuştu. Lila olduktan sonra tanınmamak için kendimi çok kasmıştım. Dışarıdan belli olmasa da psikolojik olarak kendimi o gibi yapmaya çalışmıştım. Korkmasam bile korkak gibi görünmüştüm. İnsanların aşağılayıcı imalarını anlasam da anlamamış gibi davranmıştım. Lila oldukça saf bir kızdı, denilenleri hep iyi olarak algılardı. Oysa kimse iyi değildi.
Lila öldükten sonra fiziksel anlamda güçlü olmak adına spora başlamıştım. Kendi çapımda spor yapardım ama Lila'nın tabiriyle kötü adamlardan kaçmak için daha çok çalışmam lazımdı. Nasıl birisi olduklarını bilmiyordum. Tek bildiğim Lila'nın onlardan çok korktuğu ve geceleri uyuyamadığıydı. Her gece muhakkak sıçrayarak uyanır, korkuyla etrafına bakınırdı. Sonra da sabaha kadar uyuyamazdı. Bazen uyumayacağımı söyleyip uyumasını isterdim ama pek kabul etmezdi.
Üniversite sınavı için çok çalışmıştım. Tek hedefim kötü adamların başı olan adamın oğluna ulaşabilmekti. Yani Poyraz Ertekin'e. Babasının Esad olduğunu daha okula başlamadan önce öğrenmiştim. Onun hakkında çoğu şeyi biliyordum. Sadece bilmiyormuş gibi davranıyordum. Bu da oyunculuğumun bir parçasıydı.
O okula bursu olarak girebildim. Poyraz'la tanıştım, vakit geçirmeye başladım. Diğer öğrencilerle pek alakam yoktu. Tek hedefim Poyraz' yakın olabilmekti, başarmıştım da. Kısa sürede yakın arkadaş olduk. Zaman geçtikçe ailesiyle tanıştırmaya başladı. İlk önce Çınar ile tanıştım, biyolojik kuzeniydi. Onları tanımayan birisi görse kesinlikle kardeş olduğunu düşünürdü. Sürekli atışır, kavga ederlerdi. Beş dakika geçmeden de barışırlardı.
Poyraz tam olarak hayat hikayesini anlatmamıştı. Küçüklüğünde yaşadığı olayları bilsem de bilmezlikten gelmiştim. Sessiz kalmıştım. Onunla bir derdim yoktu. Yarasını deşmeye niyetli değildim.
İşe Poyraz'dan girmem benim en büyük avantajım olmuştu. Başka bir şekilde girmem hep zararıma olacaktı. Bu sefer zarar bana değil Poyraz'a olmuştu. Benim yüzümden kardeşini ve kuzenini kaybetmişti. Eğer ben kötü adamların arasına girmeseydim o da bu işlerden uzak duracaktı. Sessiz yaşantısına devam edecekti.
O günden sonra anneme gitmeyi sıkılaştırmaya çalıştım. O mahalleye gitmek benim diğer bir avantajım olmuştu. Görkem'le karşılaşmıştım. Onun oralarda dolandığını bilmiyordum. Lila'nın abisi olduğunu da bilmiyordum. Görkem'i de sadece kötü adamlardan biri olduğunu düşünmüştüm.
Gerisi zaten belliydi. Sinan sayesinde onların arasına alınmıştım. Yapmaktan korktuğum her şeyi aslında yapmak istediğim için yapmıştım. Onların içerisine girmem tesadüf değildi, kader de değildi. Yıllarca bunun için çabalamıştım. Onlardan kaçtım derken, daha da çok içlerine sinmeye çalışmıştım. Dışarıya yansıttığım her duygu yalandan ibaretti. Ben istediğim için onların arasındaydım. Kendi rızamla her şeyi yapmıştım. Eğer korksaydım, sıkılsaydım anında oradan kaçabilir; ortadan kaybolabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLA | TAMAMLANDI
RomanceGözlerimi, uzun zamandır boş olan belli bir süredir kendi varlığımla doldurduğum eski, demirleri paslanmış otobüs durağında gezdirdim. Durakta oturan takım elbiseli adam huzursuzca etrafına bakınıyordu. Otobüs beklemiyordu, birini arıyordu. Çok geçm...