17-) Lila

163 15 0
                                    

Yıldızlamayı unutmayıın lütfen🥺

17.Bölüm;

Tam çayımdan içiyordum ki Sinan'ın kurduğu cümleler ile benim ağzımdaki çay Görkem'e, Görkem'in ağzındaki çay benim yüzüme fışkırdı.

İğrenç!

"Aşık olmamdan mı? Görüyorsun ki bende aşık olabiliyormuşum dimi Görkem?"

Yüzümden aşağıya doğru çay aktığı halde en çok başımdan aşağıya kaynar suyun döküldüğünü hissetmiştim. Yanaklarım alev alev yanmaya başlamıştı bile. Kalbime de söz geçiremediğim için hızı daha da artmıştı, büyük ihtimal çok yanlış anlamıştı ve o yüzden bu kadar hızlı atıyordu. Karnım da hissettiğim kramplar beni dehşete sürüklemişti. Sinan'ın kurduğu bu değişik cümle sadece beni değil tüm vücudumu germişti.

İnşallah benimle bir alakası yoktur diye düşünsem de üzerime alınmaktan başka bir şey yapamıyordum.

Masada duran peçeteyi elime alıp ıslanan yüzümü kuruladım. Ne kadar oyalanabildiysem o kadar oyalandım. En sonunda peçeteyi yüzümden çekip ölüm sessizliğini andıran ortama göz gezdirdim.

Erna'nın kaşları havaya kalkmıştı ve bu itirafı beklemediği yüzünden anlaşılıyordu. Açıkçası bende beklemiyordum. Elindeki çatal saniyelerdir aynı pozisyonda hareketsiz bir şekilde duruyordu. Hiçbir şey söylemeden sadece Sinan'a bakıyordu.

Görkem'in ise ıslak yüzü olduğu gibi duruyordu. Silmeye yeltenmemişti bile. Yüzünden akan birkaç damla çay, sakallı çenesine doğru yol almıştı. Dudakları hafifçe aralanmış, şaşkınlığını gizlemeye gerek duymamıştı. Onunda bakışları tamamen Sinan'ı hedef alıyordu.

"Şaka yapıyor." dedim hızla. Zaten şaka yapıyordu ve bu kadar ciddiye almamaları lazımdı. Evet benimde ağzımdan çıkan çay Görkem'e gitmişti ve bende şaşırmıştım ama bu şaşkınlık uzun sürmemişti. Çünkü Sinan'ın ne kadar şakacı bir insan olduğunu çözmeye başlamıştım. Neden böyle şaka yapma gereği duymuştu anlamıyordum ama duymuştu işte. Onlar Sinan'ı benden daha uzun yıllar tanıyorlardı. Onlarında anlaması lazımdı. "Şaka yapıyor kendinize gelin."

Görkemin şaşkın bakışları ağır ağır bana döndü. "Şaka?" dedi zorlukla, alglamaya çalışarak. "Şaka yapıyor?"

Bana bir aptalmışım gibi bakması hiç hoş değildi. Acaba burada ne döndüğünü anlamadığımı mı zannediyordu? Tabii ki anlamıştım. Sinan Erna'ya aşık olamayacağına göre, Görkem'e aşık olmuştu. Çünkü burada başka aşık olabileceği birisi yoktu.

Zaten sevdikleriyle tehdit ettiği birisini neden sevme gereği duyacaktı ki? Pardon, aşık olmayı.

Sinan içime serpilen soğuk su misali kelimeleri ağzından çıkartarak beni rahat bir huzura erdirdi. "Şaka yaptım."  Masada duran bardağı eline alıp bir yudum su içti. Peçeteyle ağzını temizledikten sonra ayaklandı. "Halletmem gereken işler var, geç olmadan gidelim." Başını bana doğru çevirdi ve kalkmam için "Hadi" dedi.

Bu ani kalkış ve yüzündeki soğukluk karşısında kaşlarımı çattım. Henüz kahvaltı yapmamıştık ve ben çok açtım. Aramıza bir mesafe girmiş gibi hissediyordum. Çünkü bir dakika önce keyifle gülümseyen adamım suratı şimdi sirke satıyordu.

Ayağa kalktığım sırada Erna ve Görkem'de şükür ki şaşkınlıklarını atlatmışlardı.

"Daha sabahın körü?" dedi Görkem sorgulayarak. "En azından kahvaltı yapsaydık. Niye acele ediyorsun?"

LİLA | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin