32-)Lila

146 14 10
                                    

Tatil bitti, okullar açıldı, hadi bakalım kolay gelsin size. İnşallah herkes için iyi bir sene olur💜

Keyifli okumalar...

32.Bölüm;

İmkanım olsa an'ı durdurmak isterdim. Kalbimde hissettiğim hızlı atışları yavaşlatmayı, içten içte istediğim cevabı vermesini umduğum gözlerimi ondan uzaklaştırmayı isterdim.

Çatık kaşları ardından sağ elini havaya kaldırdı. Yanağımı avucunun içerisine aldı. Geri çekilmek istedim, aldığı kararı öğrenene kadar bana dokunmasın istedim. Ama bu sadece bir istekle kaldı. Vücudum onun dokunuşuna itaat etti. Geriye doğru çekilmedim.

"Beni iki tercih arasında mı bırakıyorsun?" diye sordu. Sesindeki anlamı anlayamıyordum, ne söyleyeceğini tahmin edemiyordum. Şimdi olduğum yere bayılıp kalacaktım. Simsiyah gözleri büyük bir yoğunlukla yüzümde gezindi. Her bakışında içim içimi yedi. Bir an önce aldığı kararı söylemesini istiyordum. Yüzünü buruştururken gözleri kısıldı. "Ne acı..." dedi, baş parmağıyla yavaş yavaş yanağımı okşarken.

Daha fazla dikkatimin dağılmasını istemediğim için yanağımda duran elini tuttum. Burada ciddi bir şey konuşuyorduk. Dikkatimi dağıtmaması lazımdı.

Tam o sırada "Kendini bir tercih olarak mı görüyorsun?" diye sordu. Elini yanağımdan çekmedi, çekmemede izin vermedi. "Kendini bir tercih olarak sunman çok acı. Çünkü ben senin olduğun yerde başka bir ihtimali düşünemem. Sen varsan, ben varım." Başını ağır ağır iki yana salladı. "Ne bu seçenekleri duymuş olayım ne de karar vermem için ayırmış olduğun süreyi." Boşta kalan eliyle diğer yanağımı avucunun arasına aldı. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Benim zamana ihtiyacım yok. Seninleyim, her zaman seninle olacağım. Gitmek istiyorsan, gideriz. Kendimize yeni bir sayfa açarız. Yeni başlangıçlar yaparız. Ama bunu beraber yaparız. Seni tek başına bırakmam."

Teklifimi düşünmeye gerek bile duymamıştı. Kendinden emin bir şekilde bu cümleleri kurmuştu. Bir an bile tereddüt etmemişti. Her şey söylediği kadar kolay olmuyordu ama. Bu kadar basit olsaydı ben burada olmazdım.

Yanlış yapıyordu. Anlık olarak verdiği karar sonradan pişman olmasını sağlayabilirdi. "Erken karar veriyorsun." dedim, donuk bir şekilde. Sinan orada tek başına değildi. Ailesi vardı, sevdikleri vardı. Onlardan sonsuza kadar ayrılmayı göze alabilecek miydi? Sırf benim için bunu yapabilecek miydi? "Yaşayacaklarının önünü arkasını düşün. Sonradan vazgeçmek istersen güzel şeyler olmaz." Ben yarım kalırdım. En kötüsü bu olurdu.

İki baş parmağı da usul usul yanağımı okşuyor, beni daha da sakinleştiriyordu. Dokunuşları kalbimdeki korkuyu yok etmek ister gibi hassas bir şekilde dokunuyordu.

Hafif bir tebessümle beraber "Lila..." dedi. Tebessümü gözlerimde takılı kaldı. Bu kadar güzel gülen bir adam olabilir miydi? "Seni tek başına bırakmak gibi bir niyetim yok. Hiçbir zamanda olmadı. Seni bir kez daha kaybedemem. Bunu ne sana ne de kendime yaşatırım." Dudakları alnıma ufacık bir öpücük bıraktı. "Sana olan sevgim sadece lafta değil." Elimi tutup göğsüne koydu. Kalbi deli gibi atıyordu. "Burada da çok güzel hissediyorum."

Avucumun içinde atan kalbi elimde gibi hissediyordum. Benim elimde hayat buluyor gibiydi. Kalbinin atışı bana bağlıydı. Avucumun içerisinde atan kalbi acımadan sıkarsam, ölürdü. Ölüm bizi bitirirdi. Ben avucumu başkalarından saklamayı seçecektim, onu koruyacaktım. Her ne olursa olsun benimle gelmeyi seçmişti. Bu bir gerçekti. Avucuma değen atışlar benim kalbime doğru yol alıyordu. Bir bağ gibi bağlanmıştık.

Samimiyetine güvenme kararı aldım. Onunla beraber yollarımı birleştirme kararı aldım. Zamanı geldiğinde buradan gidecektik, işte o zaman bizim için daha güzel şeyler olacaktı. Belki hayalimdeki tüm hayat onunla beraber gerçek olurdu.

LİLA | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin