11-) Lila

259 21 0
                                    

Beğenmeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayıııın🖤

Keyifli okumalar...

11.Bölüm:

"Sizde oturun ama..." dedim tekrardan, karşımda dikilen adamlara.

Otelin restoranına gelmiştik. Hep beraber, cümbür cemaat. Artık buna ne denilirse!

Bize ayrılan bir masa vardı ve o masaya yerleşmiştim. Kahvaltılık malzemeler kısa süre içerisinde masaya konulmuştu. Kahvaltımı yapacaktım yapmasına ama başımda dikilen iki adam yüzünden rahatça yiyemiyordum.

Peşimden bir an olsun ayrılmıyorlardı. Hatta tuvalete gitmek için yöneldiğimde, kapının dibinde beni beklemişlerdi. Ben de Sinan'a mesaj atmış ve bu işe son vermesini söylemiştim. O ise cevap dahi vermemişti.

Sinan gerçekten sağlam adamlar seçmişti. Ama bu yersiz bir seçimdi, çünkü kaçmak gibi bir girişim sağlamayacaktım. Sağlam adam işini daha önceden akıl etmesi lazımdı.

"Başımda dikilip durmayın Allah aşkına" dedim, isyan eden bir sesle. Dakikalardır onlara dediğimi yaptırtmaya çalışıyordum. Rahat edemiyordum işte, neyini anlamıyorlardı. Koruma işlerini oturarak yapsalardı, onlara bakmaya çalışmaktan başım kopmuştu. Elimle karşımdaki boş sandalyeleri gösterdim. "Oturun şuraya, ikide bir size bakmaya çalışmaktan başım koptu."

Biri artık susmamı istercesine karşımdaki sandalyeye oturdu. Diğerinin de oturması için başımı kaldırdım. Tam ağzımı açıp konuşacaktım ki, beni susturarak "Hemen oturuyorum efendim" dedi ve arkadaşının yanına yerleşti.

Memnun olmuş bir ifadeyle gülümsedim. "Sizde yiyin bunlardan..." Önümde duran bir sürü çeşit kahvaltılıkları işaret ettim. Ben bu kadar çok çeşit şey söylemesem de, önüme dizmişlerdi.

Beni kibarca reddettiler ve önceden yediklerini belirttiler. Ben de fazla ısrar etmedim ve kahvaltımı yapmaya başladım.

Oyalana oyalana yediğim kahvaltım bir saat içerisinde son bulmuştu. Yapacak bir şeyim olmadığı için bu yemeği uzun tutmak istemiştim ama anca bu kadar uzuyordu.

Yemek sırasında adamlarla sohbet etmeye çalışmıştım. Ama onların etrafa attığı bakış, bana bakmalarından kat ve kat daha fazlaydı. Hiç muhabbet edilecek insan değillerdi.

Peçeteyle ağzımı temizledim ve arkama doğru yaslandım. Korumalar yemeğe başladığımdan beri sürekli etrafı kontrol ediyorlardı. Bu da sadece benim kaçmamam için görevlendirilmediklerinin belirtisiydi. Etrafta da tehlikeli birileri mi vardı?

"Buyurun-" diye bir ses duymam ve üzerimde ıslaklık hissetmemle ayağa fırladım. Benimle beraber korumalarda ayağa fırlamıştı.

Yanımdaki genç kızın "Çok özür dilerim" dediğini duydum. Sesi telaşlı çıkmıştı. Korumalar tam kızın üzerine doğru yürüyorlardı ki, bir anda duraksadılar.

"Sorun değil" dedim yanımda duran genç garsona. İşe yeni başlamış olmalıydı. Yaşı oldukça küçük görünüyordu.

Masanın üzerinden birkaç parça peçete aldım ve ıslanan gömleğimi silmeye başladım. Koruma bana doğru hareketlenip "İsterseniz üzerinizi değiştirin" dedi.

Zaten bu halde duramazdım. Üstüm ıpıslak olmuştu. Hemen değiştirmem gerekiyordu.

"Bu neydi?" diye sordum, garson kıza bakarak. Elinde tuttuğu bardağı, sıkı sıkı kavramıştı.

"Ayran efendim" dedi sadece.

Kaşlarımı istemsizce çattım. "İyi de biz ayran istememiştik ki?" Kız bu bardağı bize getirmişti ve o sırada üzerime dökülmüştü. Korumalara döndüm. "Siz mi istemiştiniz?" diye sordum.

LİLA | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin