Selamlarrrr yine ben geldim.
Bugün bizim evrenimizde Lila'nın doğum günüüü.
"18.07.2000"
23 yaşına bastı ve bildiğiniz gibi bugün ilk bölümdeki olayları yaşamaya başladı.Bu bölüm Lila'nın doğum gününe ithafen yayınlanıyor.
İyi ki doğdun Lila'm. Seni çok seviyoruum💜
İyi okumalar...
12.Bölüm:
Esneyeceğimi hissettiğim an elimin tersi ile ağzımı kapattım. Sabah olmuştu. Güneşin ilk ışıkları rahatsız edici bir şekilde yüzüme vuruyordu.
Dün gece ikimizde ayran içmiştik. Vakit epey geçmişti ve uykum gelmeye başlamıştı. Koladan ve çekirdekten vazgeçmiştim. Zaten kola ve çekirdek sohbet edebileceğin bir insanla güzel olurdu. Sinan hiç öyle birisi olmadığı için bu güzel yiyecekleri onunla paylaşmamıştım..
Ayranlarımızı içtikten sonra aramızdaki sohbet sessizlikten yanaydı. İkimizde sessizce dışarıdaki trafik manzarasını izlemiştik. Onun dalgın gözleri dışarıda olsa bile asla kafası burada değildi. Aklını kurcalayan ve kendisini rahatsız eden bir şeyler olmalıydı.
Yüzündeki durgunluk benimde moodumu düşürüyordu. Her defasında ona bakıp nasıl olduğunu kontrol etme gereksiniminde bulunuyordum. 'İyi misin?' diye sorduğumda ise kısaca bana bakmış ve iyi olduğunu söylemek yerine başını sallamıştı. Bu da konuşmak istemediğinin en belirgin haliydi. Ben de fazla üzerine gitmemiştim ve oturduğum koltuğa daha da sinmiştim.
Bu sessizlik dakikaların içerisine gömülürken uyuyakalmıştım. İçtiğim ayran içimi mayıştırmıştı. Gözlerim usul usul kapanmış ve yan şekilde oturduğum koltuğa başımı yaslamıştım.
Gözlerimi açtım.
Güneşin yakıcı ışıklarını engellemek adına elimi gözlerime siper ettim. İyi bir uyku çekmiştim. Yataktan doğruldum ve ayaklarımı aşağıya sarkıttım.
Etrafa bakındım.
Yatak mı?
Ben en son koltukta uyuyakalmıştım. Hatırladığım kadarıyla yatağa yatmak için bir hamlede bulunmamıştım. Bakışlarımı camın karşısındaki koltuğa doğru kaydırdım.
Sinan başını arkaya doğru yaslamış uyuyordu.
Çoğu zaman çatık gördüğüm kaşları şimdi rahatça yerinde duruyordu. Göz kapakları hareketsiz bir şekilde kapalıydı. Kollarını bağlamış ve ayaklarını masaya doğru uzatmıştı. Her an uyanabilecekmiş gibi duruyordu ama bir yandan da derin bir uykuda gibiydi. Uyandığında büyük ihtimal her tarafı ağrıyacaktı.
Masanın üzerindeki küçük cam şişeleri, dün içtiğimiz ayrana aitti. Onun dışında iki tanede bitmiş sigara çöpü duruyordu. Ben uyuduğum zaman burada sigara mı içmişti? Ya bu adam gerçekten akıllanmazdı!
Yattığım yataktan kalktım ve banyoya ilerledim. Işıkları yaktığımda elektriklerin geldiğini anlamıştım. Yüzümü yıkadım, sonra valizden şort ve tişört çıkartım, banyoda onları giydim. Geçen zamana kadar Sinan aynı pozisyonda uykusuna devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLA | TAMAMLANDI
RomanceGözlerimi, uzun zamandır boş olan belli bir süredir kendi varlığımla doldurduğum eski, demirleri paslanmış otobüs durağında gezdirdim. Durakta oturan takım elbiseli adam huzursuzca etrafına bakınıyordu. Otobüs beklemiyordu, birini arıyordu. Çok geçm...