Bu bölümüde düzenler düzenlemez yayınlıyoruum.
Beğenilerinizi ve bölüm hakkında yorumlarınızı eksik etmeyiiin lütfen. (İstek değil ihtiyaç)İyi okumalarrr💜
10.Bölüm;
Zaman çok hızlı ve tuhaf geçmişti. İçim rahattı ama bir o kadar da rahatsız ediciydi. Mutluydum, ama bu mutluluğu fazla yaşayamayacak olmaktan korkuyordum. Bu zamana kadar bir şeyler olmaması beni rahatsız ediyordu. Hiç kimseden ses çıkmamıştı ve ben üç gündür dağ evinde kalıyordum.
Buraya geleli tam üç gün geçmişti. Her şey çok normal ilerliyordu. Karşı taraftan ses soluk çıkmıyordu. Bu benim için çok iyiydi ama rahatlık bana batmaya başlamıştı. Her şeyi unutacaklarını ve beni burada bırakacaklarını zannetmiyordum. Ama bu zamana kadar gelmemiş olmaları, bu düşüncemin tersine doğru ilerliyordu.
Buraya geldiğimiz ilk gün telefonumu açmıştım.
Açılır açılmaz tekrar kapanmıştı, şarjı bitmişti. Bu yüzden ne mesaj geldiğine ne de aramaların olup olmadığına bakamamıştım. Şarja takmak içinde Poyrazların gelmesini beklemiştim. Onlar gelene kadar da kitaplıktaki kitaplardan bir kaçının içerisini karıştırmıştım. Yapacak bir şeyim yoktu ve kitap okumak iyi gelmişti.
Birkaç saat sonra onlar gelmişti. Ellerindeki malzemeleri mutfağa yerleştirip, yemek hazırlamışlardı. Gecenin bir yarısı yemek yerken beni nasıl kurtardıklarının planını anlatmaya başlamışlardı.
Poyraz, benim nerede olduğumu telefon sinyalim sayesinde bulmuştu. Çınar bu konularda çok iyiydi, her türlü bilgiye sahipti. Aynı yeteneğe sahip arkadaşları da vardı. Bazen onlarla yaptığı hackerlıkları bile anlatıyordu.
Çınar'dan yardım almış, kısa sürede yerimi tespit etmişlerdi. Daha sonra Esad Bey'in numarasını ele geçirerek bütün korumalara mesaj yollamışlardı. Esad Bey'i nereden tanıyorlardı, bilmiyordum. Poyraz'ın dediğine göre bütün korumalar Esad Bey'in lafı ile hareket ediyordu. Poyraz bunu o gece öğrenmişti ve bu hamleyi ona göre atmıştı.
Mesajla uyduruk bir adres atıp bütün korumaları oraya çekmişlerdi. Anlayacağınız Sinan'ın tuttuğu korumalar, hiçbir işe yaramazdı. Adamlar evin önüne tedbir amaçlı tek bir adam bile bırakmamışlardı. Hepsi orayı terk etmiş, Esad Bey'in emri üzerine yola koyulmuşlardı.
Bu sırada adamların evden çıktığını gören Poyraz ve Çınar bahçeye girmişti. Sonra ben o evden çıkarak, oradan kurtulmuştum. Korumalar aceleyle dönse de, bir işe yaramamıştı. Yakalanmamıştık ve sağ salim oradan kurtulmuştuk.
Poyraz ve Çınar arkada delil bırakmamak için kullandıkları arabayı ortadan kaldırmışlardı. Her türlü tedbiri en ince ayrıntısına kadar alıyorlardı. Arabanın çamurda bıraktığı tekerlek izlerini kürekle temizlemişlerdi.
Onların sayesinde oradan kurtulmuştum. Bu üç gün içerisinde sürekli planlar kurmuştuk ama her defasında yolumuzu kesen engeller olmuştu. Bir türlü ne yapmamız gerektiğine karar verememiştik.
Poyraz buradan ayrılmamı istemiyordu. Yanına olursam güvende olacağımı söylüyordu. Tek başıma başka bir şehirde devam etmemin zor olacağını dile getirip duruyordu. Bunları her ne kadar içten söylese de zorlandığının farkındaydım. Şu üç günde onlarca kez şehre gitmiş, kardeşini kontrol etmişti.
Yatalak bir erkek kardeşi vardı. Zihinsel engelliydi. Henüz 5-6 yaşlarındaydı. Onu o evde tek başına bırakmak istemiyordu. Yanında bir bakıcı olduğunu söylemişti ama kimseye güvenemiyordu. En iyisini, kendisi yaptığında içi rahat ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLA | TAMAMLANDI
RomanceGözlerimi, uzun zamandır boş olan belli bir süredir kendi varlığımla doldurduğum eski, demirleri paslanmış otobüs durağında gezdirdim. Durakta oturan takım elbiseli adam huzursuzca etrafına bakınıyordu. Otobüs beklemiyordu, birini arıyordu. Çok geçm...