Bu hikayenin ilk bölümünü tam bir sene önce, 18.02.2023 tarihinde yayınlamıştım. Çoğu zaman olduğu gibi kurgu bir anda aklımdan esip geçmişti ve devamı da bir şekilde gelmişti. Yazmayı, kafamda kurgulamayı çok seven birisiyim. Bunu da burada paylaşıyor olmak benim için bir terapi gibi🥺Lila hikayesi benim ilk kurgum değil. Daha öncede burada yazdığım ve yayınladığım hikayeler oldu. Ama bu hikayem ve bundan sonraki hikayelerimin diğerlerinin aksine daha mantık çerçevesinde ilerlediği için, küçükken yazdığım hikayeleri yayından kaldırdım.
Bu bölümü ilk senenin anısına paylaşıyorum. Aslında dün paylaşacaktım amaaaaaaa kafamdan tamamen uçmuş, unuttum ne yazık ki. Yapacak bir şey yok maalesef :(
Önceden de dediğim gibi özel bölümlerde Lila'nın ve Ece'nin küçüklüklerini okuyacağız.
Beni destekleyen, hikayemi okuyan herkese çok teşekküüürrrr ederim. Önceki bölümleri yıldızlarsanız ve hikaye hakkında düşüncelerinizi belli ederseniz çok sevinirim. Bunlar biz yazarlar için çok ama çok önemli... Sağlıcakla kalınnnn♥
Keyifli okumalarrrr💜
Özel Bölüm 1
Hava durumu bu aralar çok dengesizdi. Aralık ayı olmasına rağmen sabahları yakıcı sıcak, akşamları dondurucu soğuk etrafı sahipleniyordu. Ece ise bu aralar hiçbir şeyden memnun olmadığı için sürekli söylenip duruyordu.
Şimdi de üstü açık kaydırağın içerisine uzanmış akşam donacağını bildiği halde sabah sabah yandığı için söylenip duruyordu.
"Akşam yüzünü gösterme, sabahın körü gel tepemde dikil. Oh ne ala memleket. Yak dur istediklerini." Öfledi. "Eridim, sıvı oldum, asfalta yapıştım. Anladık en yakan sensin ama bir müsaade et de beyin kanaması geçirmeyeyim." Karanlıkta bıraktığı gözlerini daha sıkı kapattı. "Gerçi akşam yüzünü nasıl göstereceksin? Al işte beynimde eriyip gitti. Son demlerini de tükettim sayende. Baksana yapıştım kaldım buraya, bir yandan da haklı değil miyim?!"
Beklemediği bir anda, "Bakıyorum," diyen ince bir ses duydu. "Yapıştın mı gerçekten?"
Birkaç saniye duraksadı. "Delirmem sanıyordum ama o da oldu." Alayla güldü. "Galipten sesler duyuyorum şuna bak."
Huysuz ses, "Ben galipten değilim..." dedi.
Yeniden aynı ince sesi duyduğunda kapalı gözlerini açmak zorunda kaldı. Gözlerine çarpan Güneş yüzünden etrafı birkaç saniye göremedi. Yavaş yavaş görüş alanı açıldığında tepesinde dikilen küçük kızı gördü.
Kaşlarını çatarak, "Sende kimsin?" dedi.
Küçük kız küçük kaydırakta yatan Ece'ye memnuniyetsiz bir bakış attı. "Asıl sen kimsin, neden benim yerimde yatıyorsun?" dedi.
Ece gözlerini kısıp, "Senin yerin mi?" diye sordu. Başında dikilen kızın ciddi olduğunu gördüğünde gülmeye başladı. "Dalga mı geçiyorsun sen benimle? Hadi git annenin yanına benim canımı sıkma." Gözlerini yeniden yumdu. "Güneşlenme keyfimi bozuyorsun şurada."
Küçük kız dolan gözleriyle gözlerini yumup güneşlenen Ece'ye bakmaya devam etti. "Annem beni yanında istemiyor ki," dedi titreyen sesiyle. Buradan da kovulmak istemiyordu. "Birkaç gündür burada kalıyorum."
Ece huzursuzca gözlerini araladı. "Seni istemiyor mu?" dedi meraklı gözlerle. Küçük kız başını salladı. "Neden ki?"
Dudaklarını bilmiyorum dercesine büzdü. Aslında biliyordu fakat kötü adamları tanımadığı güneşlenen kıza anlatamazdı. "Sadece evden gitmemi istedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLA | TAMAMLANDI
RomanceGözlerimi, uzun zamandır boş olan belli bir süredir kendi varlığımla doldurduğum eski, demirleri paslanmış otobüs durağında gezdirdim. Durakta oturan takım elbiseli adam huzursuzca etrafına bakınıyordu. Otobüs beklemiyordu, birini arıyordu. Çok geçm...