33-)Lila

124 12 0
                                    

Uzuuun bir bölümle karşınızdayım. Dinlene dinlene okursanız iyi olur, sıkılmazsınız♥️

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayıın, iyi okumalar💜

33.Bölüm;

Midemdeki yoğun acıyla beraber banyoya doğru koşmaya çalıştım. Başım deli gibi dönüyordu, önümü bile ayırt edemeyecek derecedeydim.

Banyoya girdiğim an klozetin yanına çöküp kusmaya başladım. Midemdeki bütün her şey beni terk ederken, acı da biraz olsun azalmıştı.

Koşarak yanıma gelen Feyza "İyi misiniz?!" diye sordu. Telaşlı bir şekilde yanıma çömeldi.

Çöktüğüm yerden zorlukla kalkarken başımı salladım. Konuşmaya bile mecalim yoktu. Çeşmenin suyunu açıp ağzımı çalkaladım. Kustuktan sonra ki ağızda kalan acımsı tattan nefret ediyordum. Daha çok kusasım geliyordu resmen. Yüzümü de iyice yıkadıktan sonra çeşmeyi kapattım.

Feyza'nın uzattığı havluyu elime alırken "Teşekkür ederim" dedim. Havluyla yüzümü kuruladıktan sonra kenara bıraktım.

Sapancadan döneli henüz bir saat anca olmuştu. Yola çıktığımız andan beri midem sürekli bulanıyordu. Yediğim kekten dolayı mıydı yoksa içtiğim portakal suyundan dolaya mıydı bilmiyordum ama kendimi ilk defa bu kadar kötü hissediyordum.

Sinan her ne kadar beni yalnız bırakıp gitmek istemese de babası çağırdığı için gitmek zorunda kalmıştı. Eğer acil bir şey olursa aramamı da tembihlemişti. İşini en az sürede halledip eve gelecekti.

"Bir şey ister misiniz?" diye sordu Feyza.

Banyodan çıktığımda "Su içsem iyi olur." dedim.

Başını sallayıp "Hemen getiriyorum." dedi ve koşarak yanımdan ayrıldı.

Merdivenlerin yanına geldiğimde duraksadım. Bu basamakları tekrar çıkacak enerjiyi kendimde bulamıyordum. Dizlerim tir tir titriyordu. Ayakta bile zor duruyordum. Merdivenleri es geçip oturma odasına doğru ilerledim. Yorgun bedenimi koltuğa bırakıp ayaklarımı uzattım.

Feyza içeriye girdiğinde "Buyurun" diyerek suyu uzattı.

Yattığım yerden doğrulup bardağı elinden aldım. Suyu yudum yudum içtiğimde bile boğazlarım acıyordu. Zorlukla suyu bitirdiğimde boş bardağı tekrar ona verdim.

Bardağı alıp gidiyordu ki "Feyza!" dememle duraksadı. "Kaldığım oda da kekin yarısı duruyor. Onu bana getirebilir misin? İçeriğini okumam lazım, normalde hiç böyle olmazdım. Neden böyle olduğumu anlamam lazım."

"Tabii hemen getiriyorum."

Feyza gittiğinde tekrar koltuğa uzandım. Sırt üstü yatınca midem daha kötü olduğu için yan tarafıma doğru döndüm. Dönen başıma inat gözlerimi kapattım ve dönmesini durdurmak istedim. Ama kapalı olan gözlerim 'kapalı' oldukları halde başımı döndürüyordu.

Kaşınmaya başlayan boğazımla işlerin daha kötüye gittiğini anlamaya başlamıştım. Gözlerimin içi acı acı yanmaya başlamıştı. Vücudumu ateş basmıştı.

Buraya doğru yaklaşan ayak seslerini duyunca gözlerimi açtım. Feyza keki çıkartıp sadece paketini getirmişti. En iyisini yapmıştı. O keki görmek dahi istemiyordum.

Ambalajı elinden aldığımda "Teşekkür ederim." dedim.

Yattığım yerden paketin arkasındaki küçücük yazıları okumaya başladım. Şeker, süt, kakao, un... bir sürü şey sıralamışlardı.

LİLA | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin