Hikayeyi beğendiyseniz çevrenizle paylaşmayı unutmayıın❣️
Bölümleri beğenirseniz ve bölüm hakkında yorum yaparsanız çok sevinirim, emeğimin karşılığını görmek isterim🥺💜
İyi okumalar.
25.Bölüm;
"A-aa!" dedi yapmacık bir şekilde şaşırarak. "Bak sen, öz babamda buradaymış!"
Bu Poyraz değildi. Karşımdaki kişi Poyraz olamazdı. Yürek mi yemişti?! Ne saçmalayıp duruyordu şu anda? Hangi akla hizmet meydan okur gibi kötü adamlara karşı dimdik duruyordu da bu hareketleri sergiliyordu?!
"Poyraz!" dedim daha fazla saçmalamasını ve başına bela sokmasını istemeyerek. "Çıkalım buradan, hadi."
"Çıkacağız..." dedi, bakışlarını -öz babam- diye adlandırdığı kişiden çekmeyerek. "Az sonra çıkacağız."
"Sen..." dedi Esad Bey, kekeleyerek. Cümle kurmakta zorlandığını için ona doğru döndüm. Gözlerini kısmış, Poyraz'ı inceliyordu. Beti benzi atmıştı.
Sanki Esad Bey'i hayatımda ilk defa görüyormuşum gibi incelemeye başladım. Sanki biraz... Tekrar Poyraz'a döndüm. Ve bu bakışlarım birkaç kere daha ikisinin arasında gidip durdu. Esad Beyi ilk gördüğümde birine andırmıştım, ama kim olduğunu çıkaramamıştım. Tekrar Poyraz'a döndüm. Sarı saçları, burun ve çene yapısı...
Esad Bey delirmiş gibi kafasını salladı. "Saçmalık!" dedi, bağırarak.
Bence de saçmalıktı.
Görkem'de daldığı kuyudan bu konu sayesinde uzaklaşmıştı. Gözlerini kısarak Poyraz'a bakıyor, aklından bir şeyler geçiriyordu. Hala legoları düşündüğünü zannetmiyordum.
Poyraz, Esad Bey'in çıldırmasından memnun olmuş gibi gülümsedi. Eliyle havası sarstı. "Burası çok tozlu" dedi, yüzünü buruşturarak. "Hadi Eliz, çıkalım. Daha fazla leş yuvasında kalmayalım."
Gerçekten şu an neler olduğunu anlayamayacak kadar kafam karışmıştı. Poyraz gerçekten Esad Bey'in oğlu muydu?
Histerik bir kahkaha attığımda herkesin bakışı bana döndü. Ay bu duruma ben gülmeyeyim de kim gülsün? Poyraz, hani bizim Poyraz, benim arkadaşım olan Poyraz, çıkmış benim babamın bulaştığı kötü adamların BAŞINA babam diyor.
"Eliz'i de kaybediyoruz..." dedi Reha, büyük bir şaşkınlıkla.
Ciddi bir şekilde yüzüme bakan Poyraz, "Her şeyi açıklayacağım" dedi. Neyi açıklayacaktı? Her güne yakalanma korkusuyla uyandığım, sebebi olan babasını mı? "Ama burada değil."
Kahkahalarım arasından belimde hissettiğim acıyla aniden gülmem durdu. Canım acımıştı.
"Öldü..." dedi Esad Bey, kabullenemeyerek. "Öldürüldü."
Hiç beklemediğim bir anda "Keşke ölseydi!" diye bağırdı Poyraz. Bağırışı ilk defa bu kadar baskın ve şakadan uzaktı. Normal zamanlarda belindeki tikiyle oynadığım için bana bağırırdı ama bu bağırış gülüşlerin arasında olurdu. Ciddi bir anlamda kızma olmazdı.
Kimden bahsettiklerini zerre anlamıyordum. Kim ölmüştü ya da keşke ölseydi?
Görkem sandalyesini geriye doğru itip ayağa kalktı. "Bok çukuruna battın." dedi, babasına karşı. Gözlerinde aşağılayıcı bir ifade vardı. "Şimdi ne yapacaksın?" diye sordu, meraksız bir ifadeyle. Bir kaç saniye daha babasını süzdü ve başını sallayarak buradan çıkıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLA | TAMAMLANDI
RomanceGözlerimi, uzun zamandır boş olan belli bir süredir kendi varlığımla doldurduğum eski, demirleri paslanmış otobüs durağında gezdirdim. Durakta oturan takım elbiseli adam huzursuzca etrafına bakınıyordu. Otobüs beklemiyordu, birini arıyordu. Çok geçm...