Bölüm 51

12.1K 793 360
                                    



Merhabalarrrr.. nasılız bakalım, keyifler nasıl? Umarım herkes iyidir, kendini kötü hissedenlerede müjde tam iki bölüm uzunluğunda 10 bin kelimelik mükemmel bir bölüm yazdım size alın tepe tepe kullanın.

Bu güzel bölümün hatırına okuyan herkesten dolu dolu yorumlar bekliyorum çünkü yorum gördükçe sırıtıyorum aşıklar gibi.. 🥹🫠

Önce güllerim gelsin, hak ettim çünkü.. 🥀🥀

İyi keyifler diliyorummm..


...



Üzüntüyü iliklerime kadar hissettiğim bir andaydım. Annemin kırılmış olma ihtimali bir cadının kalbimi avucu içine alıp sıkması gibiydi. Onu kırmak bu hayatta yapmak isteyeceğim son şey bile değilken işlerin birden bu duruma gelmesi boğazımı düğüm düğüm ediyordu.

"Bir daha kızımı bırakmayacağım hiçbir yere, özlüyorum sonra."

Babam geldiğimden beri beni kolları arasına çekmiş özlemini dindirmeye çalışıyordu. Başım göğsünde dalgın dalgın halıyı izlediğimden haberi yoktu tabi. Annem mutfakta kendine oyalanacak bir şeyler bulmuş odadan çıkmıştı az evvel. Gelir gelmez sımsıkı sarılmış yanaklarımdan öpmüştü ama yine de kırgın olduğunu hissediyordum. Yeşil gözleri çipil çipil parlamıştı buruklukla.

Babamın beline sardığım kollarımı daha da sıkılaştırıp yanağımı göğsüne sürttüm.

"Babacım.."

"Söyle babam." Alnıma düşmüş saçlarıma avucunu sürtüp bütün şefkatini bıraktı üzerime. "Söyle güzel kızım benim."

Çenemi göğsüne bastırıp yüzüne döndüm. Gözlerindeki kara elmaslar onu gördüğüm ilk andaki gibi parlıyordu. Kısa sakallarının kenarlarındaki aklara parmaklarımı sürtüp boylu boyunca yüzünde gezdirdim. "Çok seviyorum ben sizi, bende özledim."

Kafasını geriye yatırıp keyifle kahkaha attı. "Oyy.. canını yerim senin. Hele biz nasıl seviyoruz bir bilsen."

Yanağımı sürte sürte yeniden babamın göğsüne yasladım yanağımı. Çoktan gece saatlerine girmiştik ama babam beni bir türlü bırakmak bilmemişti. Öte yandan Çakır'da hala benden haber bekliyor olmalıydı. Yatta dizlerim titreye titreye yanına gidip anlattığımda sakince beni göğsüne bastırmış hiçbir problem çıkmayacağını söylemişti.

Annemle konuşmadan bu sıkıntı içimden gitmeyecekti, ne babamın uyuyacağı vardı ne de annemin beni çağıracağının. Kollarımı babamın belinden çözüp doğrulduğumda merakla kaşlarını çattı. Neden kalktığımı sorguluyordu.

"Noldu babam?"

"Anneme bir bakayım, gelmedi ne zamandır."

Kafasını sallayıp kendisi de doğruldu. "Doğru diyorsun bende merak ettim. Gel gidelim babam."

Oflamamak için dişlerimi dudaklarıma bastırıp zoraki de olsa tebessüm etmeye çalıştım. "Gidelim tabi baba."

Doğrulup evin içinde sanki biri beni kaçıracakmış gibi elime sıkıca tutunduktan sonra aşağıya inmeye başladık. Peşinden resmen ayaklarımı sürükleye sürükleye gidiyordum. Mutfağın girişinden önce babam ardından ben geçtim, annem tezgaha dönmüş önündeki bir fincan sütü karıştırıyordu.

Geldiğimizi görse de işi birtene kadar bizden tarafa dönmedi. Babam elimin üstüne dudaklarını bastırıp bırakarak annemin yanına ilerledi. Arkadan beline sarılıp uzun boyundan dolayı burnuna denk gelen saçlarını doyasıya koklayıp öptü.

MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin