MUCİZE

Bölüm 42

Merhabalarr.. büyük özledik yalnız dimi? Sizin için dolu dolu uzun bi bölüm yazdım alın hayrını görün.

Bir önceki bölümün yorum ve vote sayısı o kadar düşüktü ki diğer bölümlere nazaran epey keyfim kaçmıştı.. 💔
Bu bölümde herkesten destek bekliyorum canlarım, lütfen oylarınızı ve satır arası yorumlarınızı yapın.. 🙏🏻

Ama önceee.. Güller... 🥀🥀🥀

Bölümün keyfini çıkarın, öptüm. 💋

...

Dört bir yanından bastıran sıcakla gözlerini tavana dikip sıkıntıyla nefes verdi Çakır. Elini alnına sürtüp biriken terleri sildi, kaç gece kurmuştu bu anın hayalini.. kollarındaydı işte, burda yatağında.. aralarında tek bir boşluk dahi yoktu.

Yoktu ama Çakır işin başka kısmını düşünmemişti hiç.. Gülü üstüne çıkmış sere serpe yatıyor, aralık bal dudaklarından sızan ılık nefesini zaten terlemekten kızarmış olduğuna emin olduğu boynuna boynuna üflüyordu.

"Allah'ım yardım et.." diye acıyla mırıldandı.

Hem üstündeki bedeni yanına bırakıp soğuk sulara kendini atmak istiyor, hemde bırakırsa anında pişman olacağını biliyordu. Gülçehre ona şu an farkında bile olmadan büyük eziyet ediyordu.

Bir kez daha sildi alnını. "Allah'ım.."

Düşünmemek için zihninde kırk takla da atsa işe yaramıyordu.. burdaydı ula! Güllüsü, ballısı, her şeyi burdaydı. Kurban olduğu incecik kolları geniş gövdesini sarmış, uğruna katliamlar yaratacağı turuncu saçları boylu boyunca her yanına saçılmıştı. Nasıl ölmesindi Çakır?

Kafasını eğip boynunda huzurla uyuyan, meftunu olduğu kızın yüzünü izledi. Yanakları sıcaktan olsa gerek biraz kızarmış, dudakları aralık bebekler gibi uyuyordu. Çakır onun kirpiklerini izlemiş, saçlarını sevmiş, arada kendini kaybetmiş sıkı sıkı sarılıp gülmüştü ama Gülünün uykusu ağırdı demek ki bana mısın dememiş tam aksine oda sırnaştıkça sırnaşmıştı..

Geceden beri belli aralıklarla yaptığı gibi bir yerleri tutulmasın diye boynunu diğer tarafa çevirdi yavaşça. Kolu uyuşmasın diye biraz dirsek içlerine masaj yapıp ovdu sevgiyle. Kendi bedeninin ateşini düşünemiyordu bile, yeterki güzel bi uyku çeksin istiyordu.

Değişen pozisyonu yüzünden huysuzca mırıldanıp önce burnunu daha sonra dudaklarını sürttü terli boynuna.

"Ahh.." kafasını geriye atıp acıyla gözlerini yumdu. "Etme Gülüm, kurban olayım etme.."

İçinden sakinleşmek için sayılar saysada faydasızdı. Hayatı boyunca böyle bir şey yaşamamıştı, ilk defa erkeklik hormonlarının böylesine tavan yaptığını hissediyordu. Sanki biri bedenine doping iğne vurmuştu da ondan böyle kalbi deli gibi çarpıp terliyordu. Sevdiği nasıl oluyor da o kalp atış seslerine uyanmıyordu? Odada yankı yapıyordu sesler..

Bir kez daha sildi alnını, sildikçe saniyesinde yeniden akıyordu sular başından aşağıya.. gövdesi kolları her yeri sanki kızgın kumlara yatırılmış gibi alev alevdi, hele belden aşağısını düşünmek bile istemiyordu. Ve bunun tek sebebi her şeyden habersiz melekler gibi uyuyan Gülçehre'siydi. Ah ulan.. bilsen bana neler yaptığını, oturur halime ağlarsın..

Annesinin pijamaları tahmin ettiği gibi biraz bol olmuştu. Pijama altı uyurken bile rahat durmadığından dizlerine kadar katlanmış, üstü de geniş yakasından dolayı yana kaymış sol göğsünün dolgun üst kısmı görünüyordu.