Bölüm 54

10.2K 865 404
                                    





İyi gecelerr, uyumadan önce ufak bi antidepresan olarak bölümü bırakıyorum. Üstelik yazar ve Çakır bakış açısından heheheh sırf meraktan çatlamayın diye bu kıyağım. :,)

Bölüm aralıklarına gelirsek, arkadaşlar ben zaten bölüm gelmeden önce duyuru paylaşıyorum, sabırsızlanıyor olmanız çok güzel bir şey ama insan her zaman modunu yakalayamıyor olabilir. Ben mesela özellikle gece çökünce başlıyorum yazmaya bu yüzden anca yetişiyor. Bana da anlayış gösterin hem hastane işlerim hem ev boş vaktimin her anını sahne üretmekle harcıyorum.

Bölüme geçmeden önce güllerim gelsin.. bu gülleri Çakır'ım için alıyorum bu bölüm. 🥀🥀🥀

İyi keyifler diliyorummm, yorumlarda buluşalım.. 🫶🏻


...

Doğan gün beraberinde tüm güzellikleri getirmişti sanki Çakır'a. Yıllardır beklediği ana adım adım yaklaşmak içine tarifsiz hisler doğuruyordu. Konuşacağı tek bir hatalı kelimede her şeyi berbat edebileceğini biliyorken ekstra dikkatli olmak için kendini tekrar tekrar uyardı. Ali Tüfekçi zeki bir adamdı ve tek bakışından bile kıl kapabilirdi. Neyse ki Çakır gözlerine perde indirmeyi bir tek minik sevgilisinin yanında yapamıyordu. Ona aşıktı..

Bir kez daha suratına kapanan telefon yüzünden arasa da saniyesinde meşgule atıldığında sırıtmadan edemedi. Akşama yine tartışacaklardı büyük ihtimalle.. Çakır onun sinirli hallerine ölüyordu, kendisine ciddiyetle bir şey anlatan hızlı hızlı konuşan kızı asla dinleyemiyor yalnızca dalmış gibi onu izlerken buluyordu kendini.

Bürodaki odasında birazdan gerçekleşecek görüşme için son kez ayna karşısına geçti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bürodaki odasında birazdan gerçekleşecek görüşme için son kez ayna karşısına geçti. Siyah takım elbisesinin içindeki beyaz gömleğinin yakasını düzeltip koluna saatini taktı. İçindeki heyecanı adlandıramasada yıllardır hayalini kurduğu sevgilisine kavuşmak için attığı ilk resmi adımda bunu kendince haklı buldu. Gülüne ula gülüne!

Aynada uzun zamandır böylesine parlamayan çakır gözlerine kısacık bir bakış atıp telefonunu ceketinin iç cebine atarak çıktı odasından. Ses geçirmez duvarları sayesinde bahçeye inmeye başladığında duydu kemençe seslerini. Kaşları hafiften çatılsa da yürüyüşünü bozmayıp sabırla göreceklerini bekledi.

"Ula abim damat oluyor.. damat!"

Bahçede gördükleriyle elini burun kemerine bastırıp güldü Çakır. Kardeşleri Salman ve Pusat horona durmuşlar birazdan yapacağı görüşmenin henüz net bile olmayan zaferini kutluyorlardı.

"Benim aslan abim topu burdan çevirir şutu çeker doksana takar. Yengeyi de alır o kadar.."

"Alır tabi ya.."

Bahçede kendilerine dehşetle bakan adamlara kısa bir bakış atıp göz göze geldiği kemençeciyi elini kaldırarak durdurdu.

"Ne oluy.. hah abim geldin nihayet."

MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin