Herkese merhabalar, canlarım.. nasılsınız? Ben çok iyiyim, bölümle uğraşıyordum takıldığım noktalar vardı ve bu yüzden uzadı biraz gelmesi..🧡Özlediniz mi biziiiii..
Size upuzun en bi maceralısından bölüm yazdım alın hayrını görün ama sizleri yorumlarda beklediğimi unutmayın.
Bölüm gülleri gelsinn.. 🥀🥀🥀
İyi keyifler diliyorum.....
Dört duvarın insanın üstüne geldiği anı hep merak ederdim.. o nasıl bir his diye bazen dalıp düşündüğüm anlar olmuştu. Hangi sıkıntı, hangi dert kişiyi sokabilir ki günün en aydınlık vakti o kasvete derdim.
Öğrendim..
İnsan etrafı aydınlıkkende karanlık görebiliyormuş her yanı.. karşımda beni alacağına dair bir şeyler söyleyen, adam demeye dahi dilimin varmadığı birisi vardı. Kendinden emin duruşu, boyu posu.. uzaktan görenlerin vay be ne adamdır bu şimdi dediği gibi birisi.
Çakır hala arıyordu.
Bir adam bulmuştu beni, gecenin kör bir vaktinde.. yanımda yoktu ama sırtım sanki göğsüne değiyordu bu dört duvar arasında. Sanki sırtıma batan soğuk duvar değildi de adamımın sıcacık evimde hissettiren göğsüydü..
Seni alıcam diyordu karşımdaki adam o yerden. Beni koparacakmış adamımdan kendine yar edecekmiş, öyle söylüyordu. Adamım hala arıyordu.. sesini duymuyordum ama zihnimde dilinden dökülen bütün kelimeler film şeridi gibi geçip gidiyordu.
"Çakır'ın gülü.. gözümün bebeği."
Seslice bir nefes çektim içime, aldığım nefes değilde zehirdi sanki. Ondan ayrı kaldığım her an, hayat acımasızca sınıyordu bizi. Bütün evren bile karşıydı sanki ayrı durmamıza. Alın bakın! Ayrılık size günah diyordu..
"Sana değmezsem ölürüm.."
Bulunduğum dar uğursuz koridorun duvarları eriyip üstüme akıyordu. Midemden yükselenler irindi sanki ve ben diz çöküp ağlaya ağlaya kusup ölmek istiyordum. Karşımdaki karım olacaksın diyordu..
"Ben öleyim sana, sen ölme."
Üzerimde dolanan gözlerine tırnaklarımı sokup, söküp almak geliyordu içimden. Üzerimdeki dehşeti bir türlü atlatamıyordum.. ondan başkasına bakmak azaptı! Bittiğim, imkanım olsa günlerce izleyeceğim çakır gözler yoktu karşımda! Kokusu yoktu.. sesi yoktu!
"Gözüm üzerinde, daima.."
Ellerimi sımsıkı birbirine bastırıp güç aldım. Gözlerim ağır ağır yerden kalkarken kanlanmış ela gözlerimi bir düşmana bakar gibi diktim karşımdaki kahve gözlere.
"Hiç bakma öyle, hallolacak bugün bu mes.."
Çakır'ım aramayı durdurdu..
Sağımdaki tek ayaklı ufak çekmeceli sehpanın üzerindeki antika abajuru kablosuyla beraber çektim. Karşımdaki çürük et parçasının olayı kavramasına bile izin vermeden, deli gücümle ağır porseleni bir saniye bile düşünmeden kafasının sağ tarafına kuvvetle çarpıp tuzla buz ettim.
Acı dolu haykırışıyla beraber, keskin porselen parçalarının yarıp oluk oluk kanattığı kulağının altına iki elini birden bastırdı. Sol arka tarafımdan dehşetle açılıp duvara çarpan kapıdan Rojda çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE
Teen Fiction'Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden erken çıkar. Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle senin olan sana gelecektir..' 🥀 Muğla'nın izbe bir köyünden çok uzakta.. Büyülü şehir İstanbul'da, Tüfekçi yalısının kapısına bir not bırakıldı... Biz bun...