Bölüm 4

25K 995 353
                                    


İstanbul;

Tüfekçi ailesi babaları geldikten sonra heyecanlı bir bekleyişe girmişlerdi. Duyduklarından dolayı baya da bir şaşkınlığa uğramışlardı. Kızın, anne baba kardeşi yok bir tek nenesi vardı.

Amire hanım kızı anne baba eksikliğini daha çok çektiği için üzülsede, yinede başka birine anne demediği için seviniyordu içten içe. Hemen kızını görüp kucaklamak istiyordu.

"Ne demek içine kapanık özgüvensiz ya?" Konuşan Polat'dı. Hala birşeyleri hazmettiği söylenemezdi.

"Ve de utangaç.." diye ekledi Zahit.

"Baba o kadar gittin bari gizlice bi resmini çekseydin. Ölücem merakdan." Mirkelam'a hepsi hak verdi.

"Zaten elim ayağım birbirine girdi aklıma gelmedi. Gidip uzakdan göresim geldi ama ne yalan söyliyim çekindim biraz." Yeniden hepsi babalarına hak verdi.

"Acaba kime benziyor?" Yüzünde sersem bir gülümseme vardı Polat'ın. Hayallere dalıp dursada kızın kime benzeyeceğini kestiremiyordu.

"Bizim gibi kara kaş kara gözlüdür kesin. Abisi kurban olsun o kara gözlerine." Cihan çoktan kendilerine benzetmiş gibiydi ama yanılıyordu.

Amire hanım sessiz kaldı. Kendisi gibi kızıl saçlı olduğunu biliyordu ama söylemedi. Görünce ne tepki vereceklerini çok merak ediyordu. Yemyeşil gözleri turuncuya kaçan kızıl sacları vardı Amire'nin. Kızımın gözleri de yeşil mi diye düşündü. Daha da heyecanlandı.

Ali ise kara kaş kara göz esmer tenli dalyan gibi bir adam dı. 4 oğlu babalarının burnundan düşmüşdü. Bu yüzden ihtimal vermiyorlardı kızının kendisine benzeyeceğine.

"Acaba gece konuştular mı?" Diyerek yine konuyu çekti asıl meseleye Zahit.

"Konuşucam dedi kadın. Baya emin konuşuyordu kendinden. Umarım iyi geçmiştir."

Cihan kıvranıyordu olduğu yerde oda Muğla'ya gitmek, kardeşinin başında beklemek istiyordu. Fakat o giderse biliyordu ki peşine 3 kişi daha takılcakdı ve babası hepten izin vermeyecekdi. Birbirlerinden habersiz 4 adam, nasıl diğerlerinden gizli giderim çatışması yaşadılar içlerinde.

O anda salonu Ali beyin telefon zil sesi doldurdu. 'Nazenin nene' yazısını görünce hemen açıp hopörlöre verdi.

"Günaydın Nazenin nene nasılsınız?" Konuya direk atlamak isteyen yanını zor bela tutuyordu adam.

"İyiyiz iyiyiz çok şükür. Siz nasılsınız?"

"Bizde iyiyiz. Şey Gülçehre uyandı mı ne yapıyor."

"Uyandı içeride kahvaltı yapıyor şimdi. Bende bahçedeyim dün hakkında konuşmak istedim." Hepsi merakla diklendi yerinde.

"Tabiki dinliyorum Nazenin nene."

"Bak oğlum, ben güzelce konuştum anlattım. Dedim böyleyken böyle. E haliyle şok oldu yavrucak. Ağladı baya zor sakinleştirdim. Dediğim gibi gülçehre hep bilerek bırakıldığını düşündü şimdi böyle bir hikaye onu sarstı."

Amire hanım ağladığını duyunca gözleri doldu anında.

"Niye ağladı ki." Kısık çıkmıştı sesi.

"Amire kızım, asıl ağlamasa korkun gari. Konuştuk dertleştik akşam. Ağladı ama sizi anlattım biraz. Annenle konuştum dedim, seni çok merak ediyorlar dedim. Hele bide dört tane abin var deyince iyice meraklandı. Yani sizleri çok merak etti heyecanlandı amma korktuğunu da söyledi. Ali oğluma da söyledim. Bizim kızın benden hariç insanlarla iletişimi hiç iyi değil. Utanır hemen konuşamaz. Haliyle size karşıda böyle hissediyor ben yinede konuşup yumuşatırım onu. Yıllardır ben baktım büyüttüm şimdi çok isterim ailesiyle mutlu olmasını."

MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin