Bölüm 43

10.7K 805 630
                                    



Merhabalaarr.. Nasılsınız bakalım, herkes iyidir umarım.

Size güzelce uzunca bir bölüm hazırladım alın tadını çıkartın. 😚

Sizden tek ricam bol bol yorum yapmanız ve oylarınızı vermeniz, geçen bölüm benim için baya bi hayal kırıklığıydı oy sayısı gerçekten çok zoruma gitti. Okuyorsunuz, bölüm istiyorsunuz heyecanla okuyorsunuz ama arkanızı bakmadan gidiyorsunuz olmuyor böyle ne kadar oy o kadar hızlı bölüm.. 🤍

Bölümün tadını çıkarın sizleri seviyorum 🫶🏻

Ama önce.. 🥀🥀🥀


...

"Off.."

Elimdeki bardağı sinirle masaya bırakıp sırtımı geriye yasladım. Düşünmekten başıma ağrılar girmeye başlamıştı artık. Ellerimi başımın iki yanına vurup vurup düşüncelerimi susturmak istiyordum.

Nasıl böyle tüm zihnim, düşüncelerim aklım bütün odağım Çakır'da olurdu? Kimdi ki bu adam! Ne kadar tanıyordum da bir haftadır yatıp kalkıp onu düşünüyordum? Neydi bunun ismi merak mı, yoksa etkilenmek mi? Neyse kabul etmeye razıydım ama isimlendiremeyordum çünkü ilk defa yaşıyordum bu hisleri. Bazen bir yere dalıp aptal aptal sırıtıyor bazen suratım sirke satıp neden hala karşıma çıkmadığını düşünüyordum.

İşaret parmağımı dişlerimin arasına sıkıştırıp sıkıntıyla kemirmeye başladım. Yoksa beni görmek istemiyor muydu?

"Adi pislik!" Dedim hırsla. "Madem biliyorsun kim olduğumu, işimi, ne yaptığımı ne diye çıkmıyorsun karşıma hayvan!"

Köşeden tuhaf tuhaf bana bakan adamlarla bir an nerde olduğumu hatırlayıp silkindim. Korumalara hafifçe tebessüm edip önümdeki çay kupasını alarak içeriye girdim. Evde kimsecikler yoktu bugün, herkes işteyken ben keyfi olarak işe gitmeme kararı almıştım çünkü gitsem bile konuşanların suratına boş boş bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.

"Allah'ım deliricem! Sen bana yardım et.."

Kupayı mutfağa bırakıp nefes alma ihtiyacıyla boğaz manzaralı balkonumuza çıktım. Ellerimi korkuluklara bastırıp sahilde yürüyen ve oturanlara göz gezdirirken güneşli Işıl Işıl havaya rağmen içimde amansız bi sıkıntı vardı. Böyle sanki göğüs kafesime sıkı bir yumruk yemiş gibi hissediyordum.

Nerdeydi.. beni hiç mi görmek istemiyordu? Görmek isteseydi karşıma çakmaz mıydı? Ben mi bir şeyleri çok büyütüyordum anlamıyordum ama ne bileyim işte burda da karşılaşırız sanmıştım. Sonuçta kısa sürede de olsa samimiyet kurmuştuk. Yatağında beraber uyumuştuk yahu daha ne olsun!

"Numaramı da istemedi zaten.."

Ya her şeyi geçtim insan bi görünüp nasılsın o günden sonra derdi.. ah bir bilseydim nerde olduğunu ben ona gösterirdim İstanbul kaç bucakmışta.. yerini de bilmiyordum işte.

"Ama elbet çıkacaksın karşıma." Elimi yakaladığım korkuluklara daha sıkı tutundum. "Elbet çıkacaksın biliyorum.." diye mırıldandım.

Evde durmanın kafamı daha da bulandıracağım bildiğimden odama geçip dışarı çıkmak için hazırlanmaya başladım. Hazır herkeste meşgulken biraz kafamı dinlemek istiyordum. Bacaklarıma hızlıca kot pantolonumu geçirip üzerine rastgele basic beyaz tişört çektim. Ayağıma beyaz sporlarımı geçirip saçımdaki tokayı hızla çekip çıkardım.

Kabarıklığı belkide biraz sinirim yüzünden diken diken olmuştu, hiç istemesemde oflayıp düzleştiriciyi prize taktım. Onun ısınmasını beklerken tişörtümün bir kısmını pantolonumun içine sokup daha şık görünmesini sağladım.

MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin