Herkese merhabaa.. nasılsınız bakalım gençler? Hayırlı ramazanlarımız olsun inşallah. 🙏🏻Sizlere dolu dolu iki bölüm uzunluğunda güzel bir bölüm bırakıyorum doya doya okuyun. 🫶🏻
⚠️ Fakat şöyle bir uygulama yapıyorum bu bölüme özel. Sizden istediğim tam 1000 vote. Uçan okunma sayısına nazaran az bir sayı bile, haydi göreyim sizleri aslanlarım. Pusuya yattım yorumlarınızı bekliyorum.🧡
Başlamadan önce güllerim.. 🥀🥀🥀
İyi keyifler diliyorum.....
Sinirle elimdeki son eşyayı da valiz çantama tıktım. Yerde ayağıma dolanan ev terliğini sinirle itip şarj kablomuda prizden çıkarıp bir hırsla çantanın üzerine fırlattım.
"Gelme diyor birde bana utanmaz!" Yeniden ayağıma çarpan terliği bu sefer eğilerek aldım, odanın çıkışına doğru savurdum. "Eeh! Bi git sende ya."
Bir saattir belkide yüzüncü kez çalan telefonumla çığlık atmamak için ellerimi sıkıp yine açtım hemen Cihan abimden gelen aramayı.
"Ne var!"
"Gülüm yapma diyorum sana, lütfen gelme buraya. Ben alıcam Firuzeyi getiricem sana söz.."
Elimi belime yaslayıp görmese bile sanki karşımdaymış gibi gözlerimi kıstım. "Ya sen utanmadan birde bana hala gelme mi diyorsun? Kız kaçırmışsın kız!"
"Öyle olması gerekiyordu abim, gelince konu.."
"Bende geliyorum! Bu kadar. Geldiğimde konuşacağız zaten her şeyi."
Cevap vermesini bile beklemeden telefonu suratına kapattım. Hem suçlu hem güçlü beyefendi.. hepimizi tek tek arayıp gelmeyin gerek yok ben hallediyorum en yakın zamanda gelicez tarzında bir şeyler söylüyordu. Kimsenin onu kaale aldığı bile yoktu, herkes evine dağılmış az sonra çıkacağımız yolculuk için ufak bi çanta hazırlayacaktı.
Annemin sinirden nasıl kızardığını hatırlayınca sertçe yutkundum. Abim bu sefer hakikaten büyük saçmalamıştı.. kız kaçırmak da neyin nesiydi! Madem dediği gibi böyle olması gerekiyorsa neden kimseden yardım istememişti ki? Oflayıp elimi saçlarımdan geçirerek arkaya attım. Eve geldiğimde ayağımdaki topukluları çoktan bir yana fırlatmıştım, üzerimdeki elbiseyi de az önce çıkarıp onun yerine gri bi eşofman takımı giyinmiştim. Ayağıma ince bi patik çorap geçirip köşeye ayırdığım siyah spor ayakkabıları giydim.
Çakır'a da haber vermem gerekiyordu ama bir türlü fırsat bulamamıştım aramak için, malum herkes herkesi arayıp duruyordu ve annem ikide bir odaya gelip abime söylenip geri gidiyordu. Telefonumu alıp yatağa oturdum, koridoru bir süre dinleyip kimsenin gelmeyeceğine emin olduğumda arayıp kulağıma yasladım telefonumu.
"Gülüm.." aramamı beklemediğinden olsa gerek biraz merakla ama çokta sevinçle doldu kalın sesi kulağıma.
Sıkıntıyla nefes verip işaret ve baş parmağımı burnuma bastırdım. "Napıyorsun?"
"Bir şey olmuş.." birkaç hışırtı sesinin ardından çakmak sesi geldi. "Nerdesin sen?"
Gözlerimin önüne sigarasını ilk tutuşturduğu anda kafasını hafifçe eğişi ve gözlerini kısışı geldiğinde şu an yanında olup göğsüne sinme isteği geldi. "Evdeyim, ama çıkıcaz birazdan."
"Hayrolsun inşallah, hayırdır kim nereye gidiyor?"
"Çakır.. Cihan abim bir süre Adana'daydı biliyorsun,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE
Teen Fiction'Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden erken çıkar. Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle senin olan sana gelecektir..' 🥀 Muğla'nın izbe bir köyünden çok uzakta.. Büyülü şehir İstanbul'da, Tüfekçi yalısının kapısına bir not bırakıldı... Biz bun...