17. Bölüm: "YÜZLEŞME"

14.7K 1.4K 1.9K
                                    

Selamlar dostlarım. Oy vermeyi ve satır aralarına bol bol yorum yapmayı lütfen unutmayın. Seviliyorsunuz ❤️

 Seviliyorsunuz ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Elisa Yıldırım...

Ertesi gün bir kadının çığlıkları kulaklarıma dolar ve uykumu bölerken gözlerimi araladığımda, güneş karlı dağların ardından yükseliyordu.

Dirseğimin üstünde doğrulup gözlerimi ovuştururken etrafıma bakındım. Uykudan az önce uyanmanın verdiği tatlı sarhoşluk üstüme yapışmıştı. Rüya aleminden ayrılmaya hazır olmayan zihnimin gerçek dünyayı kabul etmesi uzun saniyeler aldı.

Alt katta yükselen kadın sesine tanıdık bir erkek sesi eklenince gözlerimi araladım ve üstümdeki uyku mahmurluğunu hemen attım. İster istemez panikleyerek elimi el fenerine attım ama sadece saniyeler içinde tehlikede olmadığımızı, onun yerine bir tartışmanın ortasına uyandığımı anladım.

Çınar'ın öfkeli sesi odama boğuk bir şekilde gelse de ne söylediği oldukça netti: "Bana ne yapacağımı söyleyemezsin. Ben senin abinim!"

Karşısındaki kadının cevabı gecikmedi: "Abimsen öyle davran o zaman. Beni tehlikeye atma!"

Şu anda şahit olmamam gereken bir konuşmaya tanıklık ettiğimi anlayınca rahatsızca homurdandım ama meraklanmadan yapamamıştım. Alt kattaki kadının Çınar'ın kardeşi olduğunu anlamak için üstün zekaya sahip olmaya gerek yoktu ve dürüst olmak gerekirse dün gece gördüklerimden sonra bu genç kadınla tanışmak için kuvvetli bir isek duyuyordum.

Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledim ve olabildiğince az ses çıkararak kapıyı araladım. O sırada Çınar'ın sesi hem şaşkına hem hayal kırıklığına uğramış gibiydi. "Seni korumak için daha ne yapmam gerekiyor? Sırf sana zarar gelmesin diye masum bir kadını günlerdir evimde hapsediyorum ben!"

"Bunların hiçbirini reddetmiyorum zaten," diye karşılık verdi genç kadın. "Ama o kadına nasıl güvenebilirsin? Bizim sırrımızı ona nasıl açabilirsin?"

Çınar'ın sesi sabırsızlanmaya başladığını gösterir gibi huzursuzdu. "Sana daha önce de söyledim," dediğinde kendini dizginlemeye çalıştığını hissettim. "Hiçbir şey olmayacak. Sırrımızı kimseye anlatmayacak."

"Bu sorumun cevabı değil." Dudaklarımı hayretle büzdüm. Görünen o ki bu genç kız da abisi kadar inatçıydı. "Bu kanıya nasıl vardığını sorguluyorum ben."

"Çünkü bana öyle hissettiriyor," diye çıkıştı Çınar. "Beni anlıyor, benim için üzülüyor. Yanlış anlama, acıma gibi bir duyguyla değil; hissettiğim kalp kırıklığını paylaşıyor. Bunları o kadının gözlerinde görüyorken neden ona güvenmeyeyim?"

Bir an için afallayarak gözlerimi kırpıştırdım. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki sesi kulaklarımda yankılandı. Çınar'ın bana güvendiğini ve bu güveninin karşılıklı olduğunu anlaması zor değildi ama onun dudakları arasından duymak daha farklı hissettirmişti.

PANDORA'NIN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin