28. Bölüm: "LABİRENT"

14.6K 1.3K 1.7K
                                    

Hepinize merhaba! Oy vermeyi ve satır aralarına yorum yapmayı lütfen unutmayın. Sizlerden gelen yorumlar yazma motivasyonumu arttırıyor. Hepinizi öpüyorum 🤍

28. BÖLÜM: LABİRENT

Atalay Kılıç ...

Başta yürümemi bile güçleştiren acı, içtiğim ağrı kesiciler sayesinde artık daha katlanılabilir seviyedeydi ancak yine de yaralarım hareketlerimi kısıtlıyor, özgürce davranmama engel oluyordu. Tüm bu süre zarfında İdil, yorgunluğuna rağmen bir an için bile başımdan ayrılmamış, ne zaman ihtiyacım olsa yardımcı olmak için kolları sıvamıştı.

İdil...

Genç kadın sarhoş olup beni öptüğünden beri bu konuyu düşünmemek için direniyordum ama ne zaman ona baksam anılar zihnimde bir çiçek gibi açıveriyordu. Düşünmekten kaçtığım her şey, görmemek için direndiğim tüm anılar birden üzerime çullanıyordu.

İdil'le iyi bir arkadaşlığımız vardı. Ne zaman başım sıkışsa orada olmuştu. Başta bana soğuk davrandığını düşünüyordum ama bu düşüncem git gide silinmişti. Aramızın çok iyi olduğundan kuşkum yoktu.

Sonra birgün birkaç kadeh içmiş ve bana hisleri olduğunu itiraf etmişti.

İdil'e yaşananları ve bana söylediklerini elbette anlatmayacaktım, anlatamazdım. Bu onu utançtan öldürürdü ama kendi düşüncelerimi de zincirlemeyi beceremiyordum. İdil meselesi kafamı allak bullak ediyordu ve ben bu durumla tek başıma nasıl savaşacağımı bilmiyordum.

Tekli koltuğa rahatça kurulan İdil, "İyi misin?" diye sordu. "Biraz dalgın görünüyorsun."

Kahverengi gözleri merakla harmanlanmış bir ilgiyle bana bakarken başını hafifçe yana eğdi. Yüzünde o kadar saf bir ifade vardı ki gülümsememek işten bile değildi. Gözlerim bir an için dudaklarına kayınca zihnimde o akşamın görüntüleri nefes aldı ve son derece gergin bir şekilde bakışlarımı kaçırdım. Sanki İdil bir bakışımdan zihnimi okuyabilecekmiş gibi diken üzerindeydim.

"Hiç," dedim omuz silkip rahat görünmeye çalışarak. Zihnimi başka şeylerle meşgul etmek için, "Beren'le Elisa'nın arasında bir şey mi var?" diye sordum. "Elisa'ya karşı çok ısrarcı olmak istemedim ama kıza nefretle bakıyordu resmen."

İdil'in duruşu dikleşti, yüz hatları gerildi ve ben o an bir şey yaşandığından, bunun da İdil'in haberi olduğundan neredeyse emin oldum. Ancak genç kadın kendini takdire şayan bir hızla toparladı, onu hazırlıksız yakalamamın verdiği afallamayı üzerinden attı ve suratına bir maske geçirdi.

"Bilmem," dedi son derece rahat bir şekilde. "Belki de sana öyle gelmiştir belki de gerçekten haklısındır."

Tek kaşımı kaldırdım. "Elisa sana bir şey söylemedi yani, öyle mi?"

"Öyle," dedi kendinden emin görünerek.

"Ama siz son derece yakınsınız. Neden senden bir şey saklasın ki?"

İdil huzursuzca yerinde kıpırdandı. "Belki de Beren'le ben de arkadaş olduğum için bazı şeyleri söylemek istememiştir. Aynı arkadaş grubunda olduğumuz için sorunu varsa bile bireysel halletmeyi seçer herhalde. Aksi takdirde benim de Beren'e olumsuz düşünceler beslememi istemez."

Bir süredir aklımı kurcalayan düşünceyi dile getirdim. "Sorun da bu ya, İdil," derken dudaklarım hafifçe yukarı kıvrıldı. "Sen de sanki Beren'den pek hoşlanmıyor gibisin."

PANDORA'NIN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin