39. Bölüm: SOĞUK RÜZGARLAR"

15.2K 1.1K 1.7K
                                    

DOSTLARIM BU BÖLÜM İÇİN BİRAZ HEYECANLI OLABİLİRİM. BU YÜZDEN BOL BOL YORUM YAPARSANIZ BENİ ÇOK MUTLU EDERSİNİZ.

Bu bölümde yetişkin içerikli sahneler mevcut. Okumak istemeyenler için sahnenin başına ve sonuna uyarı koyacağım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

39

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


39. Bölüm: SOĞUK RÜZGARLAR"

Elisa Yıldırım ...

Zihnim uykudan arındığında bedenimi mütemadiyen saran kolları hissedemedim. Elimle yatağı yokladım fakat alıştığım bedenin sıcaklığından ziyade keskin bir soğukla karşılaştım.

Kaşlarım hafifçe çatılırken gözlerimi yavaşça araladım. Çınar'ın yatağında yalnızdım. Genelde uyandığımız ilk dakikaları birlikte konuşarak geçirdiğimiz için yokluğu bir an afallamama neden oldu.

Kollarımı iki yana açıp gerildikten sonra banyoya gidip elimi yüzümü soğuk suyla yıkadım, dişlerimi fırçaladım. İşim bittiğinde güne başlamaya biraz daha hazırdım.

Çınar'ın nerede olduğuna bakınmak için alt kata inecektim ki merdivenlerin başında bir an duraksadım. Serkan'ı görme düşüncesi midemi bulandırıyordu. İki gündür Çınar'la odadan doğru dürüst çıkmıyorduk. Varlığına tahammül edemiyordum artık. Fakat elimden de bir şey gelmiyordu.

İstemeye istemeye alt kata indiğimde Çınar ve Atalay'ı mutfakta kahvaltı hazırlarken buldum. İkisi de işlerine kendilerini öylesine kaptırmış görünüyorlardı ki dikkatlerini çekmek için, "Günaydın," dedim.

Çınar bana bakıp gülümserken yeşim rengi gözleri ışıldadı. Gülümsemesi insanın kalbine neşe tohumları ekiyordu sanki. Bana böyle baktığı her an onda kaybolmak istiyordum. Can sıkıntımı bir an için unutup neredeyse sekerek yanına gidip parmak ucumda yükseldim ve yanağına minik bir öpücük bıraktım.

Etrafa baktığımda salonda kimsenin olmadığını görmek kafamı karıştırdı. "Herkes nerede?" diye sordum.

Atalay salatalıkları doğrarken göz ucuyla bana baktı. "İdil en son uyuyordu," dedi. "Duru ve Yekta biraz yürüyüş yapacaklarını ve çalışacaklarını söylediler." Dudaklarımı aralamıştım ki, "Ne çalışacakları hakkında en ufak bir fikrim yok," dedi dile gelmemiş sorumu yanıtlayıp.

PANDORA'NIN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin