20. Bölüm: "MİSAFİR"

13.1K 1.3K 564
                                    

Merhaba dostlarım. Bölüme geçmeden önce ilk kitabın finaline sadece iki bölüm kaldığını duyurmak istiyorum. 🥺 Aşırı heyecanlandım birden. Yarın iki bölümü de yükleyip bir aksilik olmazsa finali paylaşmayı düşünüyorum 💖

Hemen bölüme geçelimm. Oy vermeyi ve satır aralarına bol bol yorum yapmayı lütfen unutmayın 💖

❄️

Elisa Yıldırım

Görünürde her şey aynıydı. Kar taneleri her zamanki gibi gökyüzünden usul usul yeryüzüne doğru süzülüyordu. Güneş dağların ardından tüm ihtişamıyla ışıldıyor, doğa bana eşsiz bir manzara sunuyordu. Haftalardır uyuduğum yatakta uzanıyordum ancak kendimi daha önce hiç bu kadar farklı hissetmemiştim.

Gözlerimi araladığımda düşündüğüm ilk şey dün geceye ait anılardı. Çınar'la öpüşmemiz fazla ani, fazla beklenmedikti ancak dudakları enteresan şekilde hiç yabancı hissettirmemişti. Sanki bu ânın geleceğini ikimiz de içten içe biliyor gibiydik.

Parmak uçlarımla dudaklarıma dokunurken yüzümde oluşan çelimsiz gülümsemeyi önleyemedim. Sanki dudakları hâlâ dudaklarıma dokunuyormuş gibi hissediyordum. Öpücüğünün üstünden saatler geçmiş olabilirdi ancak yaşadıklarımız hiçbir zaman geçmişin tozlu sayfalarına hapsolan bir anıdan ibaret olmayacaktı. Zihnime mühürlenecek ve benimle birlikte her ânıma eşlik edeceklerdi.

Zaten karmaşık bir durumdayken bir de gönül işlerini araya sokarak işleri iyice karmaşıklaştırdığımızın farkındaydım, eminim ki Çınar da farkındaydı ancak ikimiz de yürüdüğümüz yoldan geri dönmek istememiştik çünkü birbirimizin yüreğine dokunmayı bir şekilde beceriyorduk ve şartlar ne olursa olsun birbirimize çekilmemizin önüne geçemiyorduk.

Anılarım dün gecenin hissettirdiği suçluluk duygusuyla karışınca yüreğimin ağırlaştığını hissettim. Dudaklarımdaki gülümseme yavaşça solarken hep aynı şeyleri yaşayacağım korkusuyla irkildim. Gerçekten yaşadığım şeyler bundan ibaret mi olacaktı? Bir adamdan etkilenecek, o adama kapılacak, arzu duyacak ve günün sonunda suçluluk duygusuyla kavrulan yüreğim yüzünden adım atmaktan korkarak mı hayatımı sürdürecektim?

Böyle yaşamak istemiyordum fakat başka türlüsü de gelmiyordu elimden.

Doğrulurken kendime çok haksızlık ettiğimi düşündüm. Çınar'da yaşadığım duyguları daha önce yaşamamıştım, daha önce birisine böyle bir tutukuyla tutulmamıştım. Çınar'ın bana hissettirdikleri Serkan'ın hissettirdikleriyle kıyaslanamazdı bile. Ne olduğumu şaşırmam doğal değil miydi?

Yaşadıklarımı çaresizce reddetmeye çalıştığımı anlayınca neredeyse kendime acıyacaktım. Evet, böyle bir durumda afallamam çok normaldi ancak benim asıl sorunum bu değildi. Çınar'ın dokunuşları bende oluşturmaması gereken bir suçluluk duygusu oluşturmuştu.

Derin bir nefes alıp kendime zaman tanımam gerektiğini mırıldandım yüksek sesle. Evet, geçmişte yaşadıklarım yüzünden yeni bir ilişkiye hazır olmayabilirdim ama bu durumu kendimi suçlayarak atlatamazdım.

Bir an için donakaldım. Bir ilişkim olup olmaması konusunda kafa karışıklığı yaşıyordum oysa Çınar'ın bir ilişki istemekle ilgili ne düşündüğü hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Evet, beni öpmüş olabilirdi, ilk adımı o da atmış olabilirdi ancak bu duruma sırtımı dayayamazdım. Bu günlerde erkeklerin ne istediği belli olmuyordu. Bir gün sizi ne kadar arzuladıklarınızı haykırırken ertesi gün en yakın arkadaşınızla yatabiliyorlardı.

Bedenime dolanan yorganı tekmeleyerek kalktıktan sonra ilk işim banyoya koşmak, elimi yüzümü güzelce yıkayıp dişlerimi fırçalamak oldu. Dün gece döktüğüm gözyaşları beni bir miktar harap etse de aynaya baktığımda karşımdaki genç kadının güzelliği beni memnun etti.

PANDORA'NIN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin